Öykücülüğümüzün kilometre taşlarından birisi de tartışmasız Bekir Yıldızdır. Bana sorarsanız, Sabahattin Aliden sonra en büyüğüdür. O, İstanbula sıkışıp kalmış edebiyatın yönünü ciddi biçimde Anadoluya çevirenlerdendir. Dünyada birçok ilki bağrında barındırmış Mezopotamyanın bize kapalı tutulan edebiyat kapısını Harrandan girerek yine Yıldız aralamıştır. El değmemiş efsanelerin unutturulmuş güzelliklerin, insanın kaldıramayacağı kadar yoğun acıların üzerindeki tozu pası temizleyerek gün ışığına o çıkarmıştır. Elinin kınası solmamış çocuk yaştaki eşini, dil döküp ikna ederek, kendi boynuna kendi eliyle ipini geçirterek namusunu temizlediğini sanan erkeğin, töreler önündeki çaresizliğini, kimse onun kadar inandırıcı yazamazdı.Şiirde Nazım Hikmet, romanda Orhan Kemal, öyküde Bekir Yıldızın sağ iken değerini bilemedik. Sadece doğum yeri olan Urfa değil, bütün Güneydoğu, bütün Türkiye, dahası bütün dünya emeçileri, ona çok şey borçludur.Hasan Kıyafet
Öykücülüğümüzün kilometre taşlarından birisi de tartışmasız Bekir Yıldızdır. Bana sorarsanız, Sabahattin Aliden sonra en büyüğüdür. O, İstanbula sıkışıp kalmış edebiyatın yönünü ciddi biçimde Anadoluya çevirenlerdendir. Dünyada birçok ilki bağrında barındırmış Mezopotamyanın bize kapalı tutulan edebiyat kapısını Harrandan girerek yine Yıldız aralamıştır. El değmemiş efsanelerin unutturulmuş güzelliklerin, insanın kaldıramayacağı kadar yoğun acıların üzerindeki tozu pası temizleyerek gün ışığına o çıkarmıştır. Elinin kınası solmamış çocuk yaştaki eşini, dil döküp ikna ederek, kendi boynuna kendi eliyle ipini geçirterek namusunu temizlediğini sanan erkeğin, töreler önündeki çaresizliğini, kimse onun kadar inandırıcı yazamazdı.Şiirde Nazım Hikmet, romanda Orhan Kemal, öyküde Bekir Yıldızın sağ iken değerini bilemedik. Sadece doğum yeri olan Urfa değil, bütün Güneydoğu, bütün Türkiye, dahası bütün dünya emeçileri, ona çok şey borçludur.Hasan Kıyafet
143 sayfa