Her ne kadar sözün düşüşünden, söz ediliyorsa da, kozmosun var kılındığı demden, Kıyametin yeryüzüne egemen olacağı son ana değin, söz, egemenliğini sürdürecektir. Nesnel ve cismani olan, boyutlanan ve sûrete indirgenenle zihin yalnız tek şey üzerine yoğunlaşırken, kelâm, özellikle de tefekkür, tehayyül ve tasavvur yetilerine bir armağan gibi sunulu İlahî kelam, muhattabını, anlık titreşimler halinde evrenler arasında kuş misali uçurmakta; kalbin ve dimağın özgürlük yollarını dokumaktadır. Kuranla temellenen tasavvufî tefsir de, olmazsa olmaz sahih anlam ve gelenekler ışığında, dün olduğu gibi bugün ve yarın da, rasyonel düşünce katakomplarından bunalan insan için bir sığınak, asûde bir liman olmaya devam edecek, insanlığın kesintisiz talihi olma özgünlüğünü bir imtiyaz olarak sürdürecektir. Bu eser, zihnin ve kalbin, İlahî Sözün ufuklarüstü ve aşkın okyanuslarında kulaç atışının coşkularını taşıyacak, bize kadîm gerçekliğin farkına varıştaki derunî insanî ve ilahî mutlulukları taddıracaktır.
Her ne kadar sözün düşüşünden, söz ediliyorsa da, kozmosun var kılındığı demden, Kıyametin yeryüzüne egemen olacağı son ana değin, söz, egemenliğini sürdürecektir. Nesnel ve cismani olan, boyutlanan ve sûrete indirgenenle zihin yalnız tek şey üzerine yoğunlaşırken, kelâm, özellikle de tefekkür, tehayyül ve tasavvur yetilerine bir armağan gibi sunulu İlahî kelam, muhattabını, anlık titreşimler halinde evrenler arasında kuş misali uçurmakta; kalbin ve dimağın özgürlük yollarını dokumaktadır. Kuranla temellenen tasavvufî tefsir de, olmazsa olmaz sahih anlam ve gelenekler ışığında, dün olduğu gibi bugün ve yarın da, rasyonel düşünce katakomplarından bunalan insan için bir sığınak, asûde bir liman olmaya devam edecek, insanlığın kesintisiz talihi olma özgünlüğünü bir imtiyaz olarak sürdürecektir. Bu eser, zihnin ve kalbin, İlahî Sözün ufuklarüstü ve aşkın okyanuslarında kulaç atışının coşkularını taşıyacak, bize kadîm gerçekliğin farkına varıştaki derunî insanî ve ilahî mutlulukları taddıracaktır.
161 sayfa