Bu kitabın ayrı bir yeri var. İlk kez 1982de Adam Yayınlarından Akdeniz mavisi bir kapakla yayınlanmıştı. O zamanlar beyaz köpük rengi başlıkta Kavafisten Kırk Şiir yazıyordu, şimdi Yüz Şiir yazıyor. İlk kez o kitapla okudum ben Kavafisi. O kitapla sevdim. Cevat Çapanın çevirileri de çeviri değil, birer yeni şiirdi sanki. Tarabyalı Kavafoğlu ailesinin bu Mısır doğumlu oğlu kalkmış sanki Türkçe şiir yazıyordu, sanki ince hastalıktan yeni kurtulmuştu, sanki İskenderiye sokaklarında hala Protemaios sülalesi hüküm sürüyordu. Biz de sanki bir rüyada yaşıyorduk, şiirlerimizle dünyayı fethetmeye yola düşmüştük; dünyayı değiştirecektik, hayatı da. Ahmet Günhanın dediği gibi, gençtik, güzeldik, karnımız dümdüz aşağı iniyordu, beyaz Peugeotya binip geziyor, güneşin altında şarkı söylüyorduk. Gençtik, nereden bilebilirdik bir başka deniz, bir başka şehir bulamayacağımızı... Oysa Kavafis söylemiş, uyarmıştı bizi.
Bu kitabın ayrı bir yeri var. İlk kez 1982de Adam Yayınlarından Akdeniz mavisi bir kapakla yayınlanmıştı. O zamanlar beyaz köpük rengi başlıkta Kavafisten Kırk Şiir yazıyordu, şimdi Yüz Şiir yazıyor. İlk kez o kitapla okudum ben Kavafisi. O kitapla sevdim. Cevat Çapanın çevirileri de çeviri değil, birer yeni şiirdi sanki. Tarabyalı Kavafoğlu ailesinin bu Mısır doğumlu oğlu kalkmış sanki Türkçe şiir yazıyordu, sanki ince hastalıktan yeni kurtulmuştu, sanki İskenderiye sokaklarında hala Protemaios sülalesi hüküm sürüyordu. Biz de sanki bir rüyada yaşıyorduk, şiirlerimizle dünyayı fethetmeye yola düşmüştük; dünyayı değiştirecektik, hayatı da. Ahmet Günhanın dediği gibi, gençtik, güzeldik, karnımız dümdüz aşağı iniyordu, beyaz Peugeotya binip geziyor, güneşin altında şarkı söylüyorduk. Gençtik, nereden bilebilirdik bir başka deniz, bir başka şehir bulamayacağımızı... Oysa Kavafis söylemiş, uyarmıştı bizi.
132 sayfa