Konuşurken birden dilimin ucuna geldi, ona "Sen bir alaturka ozansın" dedim. Kızmadı. Dahası hoşuna gitti. "Alaturka" sıfatı şimdiye kadar neredeyse bir küçümseme tanımı olarak kullanılmıştır. Oysa Metin Altıok hoşlandı bundan, "Evet ben bir alaturka ozanım" dedi. Cahit Sıtkı Tarancı'yı değil de onun yanında hakkı epeyce yenmiş Ziya Osman Saba'yı seviyor. Ama eskiden dedikleri gibi değil, "küçük insan"ın şiirini yazmıyor o; ezilen, horlanan, çılgın bir çağda yalnızlığı ve yabancılaşmayı yaşayan insanın yüreğindeki insani cevheri araştırıyor. Bir yanı hüzzam faslı, bir yanı çocukluğumuzun bayram yeri. Unutmaya başladığımız neredeyse yadsıdığımız korkularla, seslerle içli-dışlı. Bir İstanbul beyefendisi gibi rakı içiyor. Ceplerini arasanız belki karanfil tohumu var.
Özdemir İnce
Konuşurken birden dilimin ucuna geldi, ona "Sen bir alaturka ozansın" dedim. Kızmadı. Dahası hoşuna gitti. "Alaturka" sıfatı şimdiye kadar neredeyse bir küçümseme tanımı olarak kullanılmıştır. Oysa Metin Altıok hoşlandı bundan, "Evet ben bir alaturka ozanım" dedi. Cahit Sıtkı Tarancı'yı değil de onun yanında hakkı epeyce yenmiş Ziya Osman Saba'yı seviyor. Ama eskiden dedikleri gibi değil, "küçük insan"ın şiirini yazmıyor o; ezilen, horlanan, çılgın bir çağda yalnızlığı ve yabancılaşmayı yaşayan insanın yüreğindeki insani cevheri araştırıyor. Bir yanı hüzzam faslı, bir yanı çocukluğumuzun bayram yeri. Unutmaya başladığımız neredeyse yadsıdığımız korkularla, seslerle içli-dışlı. Bir İstanbul beyefendisi gibi rakı içiyor. Ceplerini arasanız belki karanfil tohumu var.
Özdemir İnce
62 sayfa
Ekim1979 tarihinde, Türkiye Yazıları Yayınları tarafından yayınlandı