17 Aralık 2004 Brüksel Doruğunda, Avrupa Birliğine üye Devlet ve Hükümet Başkanları, Türkiyeye Avrupa Birliğine üyelik yolunu açmış; ancak, bunun karşılığında, hiçbir Türk Hükümetinin kolaylıkla kabul edemeyeceği bir koşul öne sürmüştür. Bu koşul, Türkiyenin, Güney Kıbrıs Rum Yönetimini, tüm adayı temsil etmek üzere tanımasıdır. Başka bir deyişle, Türkiyenin, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinin (KKTC) varlığını yok saymasıdır. Türkiye, AB ile üyelik görüşmelerine başlayabilmek için, ya 3 Ekim 2005 tarihinden önce Kıbrıs sorununa bir çözüm bulacak ya da 1963 tarihli Ankara Antlaşmasına ek Protokolu imzalamak suretiyle, Güney Kıbrıs Rum Yönetimini dolaylı olarak tanımış olacaktır. Türkiye Cumhuriyeti Devleti, bu güç koşullar altında, acaba Kıbrıs sorununa nasıl bir çözüm yolu bulmalıdır?.. Kıbrıs sorununun gelişimi tarihsel boyutuyla irdelenirken, çözüm önerileri ortaya koymaya çalışılmıştır.
17 Aralık 2004 Brüksel Doruğunda, Avrupa Birliğine üye Devlet ve Hükümet Başkanları, Türkiyeye Avrupa Birliğine üyelik yolunu açmış; ancak, bunun karşılığında, hiçbir Türk Hükümetinin kolaylıkla kabul edemeyeceği bir koşul öne sürmüştür. Bu koşul, Türkiyenin, Güney Kıbrıs Rum Yönetimini, tüm adayı temsil etmek üzere tanımasıdır. Başka bir deyişle, Türkiyenin, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinin (KKTC) varlığını yok saymasıdır. Türkiye, AB ile üyelik görüşmelerine başlayabilmek için, ya 3 Ekim 2005 tarihinden önce Kıbrıs sorununa bir çözüm bulacak ya da 1963 tarihli Ankara Antlaşmasına ek Protokolu imzalamak suretiyle, Güney Kıbrıs Rum Yönetimini dolaylı olarak tanımış olacaktır. Türkiye Cumhuriyeti Devleti, bu güç koşullar altında, acaba Kıbrıs sorununa nasıl bir çözüm yolu bulmalıdır?.. Kıbrıs sorununun gelişimi tarihsel boyutuyla irdelenirken, çözüm önerileri ortaya koymaya çalışılmıştır.