Kıbrıs devriminin gerçek kılınabilmesi için yaratmak zorunda olduğumuz Kıbrıslı Türk devrimci hareketi krizdedir. Hareketimiz, daha doğum sürecini yaşarken ölüm döşeğine düşmüş ancak ölümünü hakkıyla yaşayamadığından yeni bir doğuma da vesile olamamıştır. Krize karakterini veren olgu da zaten bu askıda kalma halidir. Bu krizi; krizimizi aşmak, devrimci hareketimizin dünyaya gözünü açtığı 1976-1990 dönemini anlamaktan, bu dönem boyunca yaşananların bize bıraktığı mirası hatası ile sevabı ile kabullenip, eksiklerimizi tamamlamaktan, olumluluklarımızı çoğaltmaktan geçmektedir. Yarın nerede olmak istediğimiz bugün nerede olduğumuzdan ayrı düşünülemez. Ancak bugün nerede bulunduğumuz da buraya nereden ve nasıl geldiğimizle şekillenir. İşte yakın geçmişe bir bakış olan bu kitabın anlamı böyle kavranmalıdır. Eğer bir başarı olacaksa, bu kitabın başarısı, Kıbrıslı Türk devrimcilerin yarını kurma mücadelelerine geçmişten taşıdığı tuğlaların sayısı ile ölçülecektir. Nesnel koşulların bizi içine sürüklediği süreç; kendi cenazemizi kendimizin kaldırmasıyla, kendi göbek bağımızı kendimizin kesmesini bir ve aynı şey haline getirmiştir.Bu kitap, tarihi yapmak iddiası ile bugüne isyan ettiğimizde, herşeyin bizimle başlamadığını anlamamızın ürünüdür. Geçmişte yaşanıp bitmiş bir hareketi bugünün siyasal ilişkiler arenasına davet etmek, maddi güçlerin karşısına geçmişin ruhlarını çıkarmak bizim materyalist kaygılarımız arasında değildir. Tam tersine burada kendi geçmişimizi mezarına gömmek, tarihimizin kaldırılmamış cenazesini kaldırmak ve yeni doğacak olanın önünü açmak asıl niyetimiz kabul edilmelidir. Bitmiş olanın adını koymayı, ondan doğanı yaşatmanın biricik yöntemi kabul ederiz.
Kıbrıs devriminin gerçek kılınabilmesi için yaratmak zorunda olduğumuz Kıbrıslı Türk devrimci hareketi krizdedir. Hareketimiz, daha doğum sürecini yaşarken ölüm döşeğine düşmüş ancak ölümünü hakkıyla yaşayamadığından yeni bir doğuma da vesile olamamıştır. Krize karakterini veren olgu da zaten bu askıda kalma halidir. Bu krizi; krizimizi aşmak, devrimci hareketimizin dünyaya gözünü açtığı 1976-1990 dönemini anlamaktan, bu dönem boyunca yaşananların bize bıraktığı mirası hatası ile sevabı ile kabullenip, eksiklerimizi tamamlamaktan, olumluluklarımızı çoğaltmaktan geçmektedir. Yarın nerede olmak istediğimiz bugün nerede olduğumuzdan ayrı düşünülemez. Ancak bugün nerede bulunduğumuz da buraya nereden ve nasıl geldiğimizle şekillenir. İşte yakın geçmişe bir bakış olan bu kitabın anlamı böyle kavranmalıdır. Eğer bir başarı olacaksa, bu kitabın başarısı, Kıbrıslı Türk devrimcilerin yarını kurma mücadelelerine geçmişten taşıdığı tuğlaların sayısı ile ölçülecektir. Nesnel koşulların bizi içine sürüklediği süreç; kendi cenazemizi kendimizin kaldırmasıyla, kendi göbek bağımızı kendimizin kesmesini bir ve aynı şey haline getirmiştir.Bu kitap, tarihi yapmak iddiası ile bugüne isyan ettiğimizde, herşeyin bizimle başlamadığını anlamamızın ürünüdür. Geçmişte yaşanıp bitmiş bir hareketi bugünün siyasal ilişkiler arenasına davet etmek, maddi güçlerin karşısına geçmişin ruhlarını çıkarmak bizim materyalist kaygılarımız arasında değildir. Tam tersine burada kendi geçmişimizi mezarına gömmek, tar... tümünü göster