Haklı kuşku ile paranoya arasında salınan tuhaf duyguların tutsağı; Adressiz bir kaçışa dönüşen hayatın kahramanı; Senin yüzünden maaşımdan olacağım diyen babasını bir daha ardına bakmadan terk edecek kadar gözü kara; Galatasaray Lisesinde dersine konuk olan Atatürkün yanında söze Diktatörler... diye başlayacak kadar cesur; Dostluklarını tek taraflı kurup bozacak kadar kendine düşkün ve pervasız; A rasında Rusça da bulunan birçok dili kendi kendine öğrenecek kadar sabırlı; Birlikte yaşayalım diyen sevgilisini kırk gün bezdirdikten sonra terk edecek kadar zalim;Ve; Bir Fransızca sözlüğü koyup masasına, her gün bir sayfasını çevirecek, sözlük bitince bir avuç kalp ilacını içerek hayatına son verecek kadar kararlı, gizli kalmış bir şair: İlhan Şevket Aykutun çekici ve tuhaf yaşamöyküsü ve Seçme Şiirleri. TADIMLIKNEVİ ŞAHSINA MÜNHASIR BİRİYDİ İlhan Şevket ile dostluğum 1960 yıllarında, ben ressam Nil Yalter ile evliyken başladı. Sanırım ikimizi genç bir sanatçı çift olarak tanıdı ve sevdi. Bize belirli günlerde akşam yemeğine gelir, uzun uzun sohbet edilirdi. Özellikle sanat konuşulurdu. Şiirlerinden de okuduğu olurdu... Zekâsı, muhayyilesi, bilgisi, muzip mizacı ile cidden nevi şahsına münhasır biriydi. Mazisi bir sırdı. Geçmişi hakkında bilgi vermekten kaçınırdı. Bir Köy Çocuğu olduğunu ve kendi kendini yetiştirdiğini söylemekle yetinirdi. Fakat düzgün kıyafetine, ütülü gömleğine, zevkle seçilmiş kravatına ve ayakkabılarına bakıldığında kendi kendini yetiştirmiş bir köy çocuğunun nereden nereye (nasıl?) geldiğini düşünmemek mümkün değildi... Neticede, İstanbulu her gün yaya dolaşan, ancak birkaç yakın dostu ile (önceden tespit edilmiş günlerde) görüşen, yıllarca bir münzevi olarak yaşayan sevgili İlhan Şevket aramızdan bir muamma olarak ayrıldı. Teşvikiye, 10 Nisan 1996, Dr. R. Selçuk Gerede
Haklı kuşku ile paranoya arasında salınan tuhaf duyguların tutsağı; Adressiz bir kaçışa dönüşen hayatın kahramanı; Senin yüzünden maaşımdan olacağım diyen babasını bir daha ardına bakmadan terk edecek kadar gözü kara; Galatasaray Lisesinde dersine konuk olan Atatürkün yanında söze Diktatörler... diye başlayacak kadar cesur; Dostluklarını tek taraflı kurup bozacak kadar kendine düşkün ve pervasız; A rasında Rusça da bulunan birçok dili kendi kendine öğrenecek kadar sabırlı; Birlikte yaşayalım diyen sevgilisini kırk gün bezdirdikten sonra terk edecek kadar zalim;Ve; Bir Fransızca sözlüğü koyup masasına, her gün bir sayfasını çevirecek, sözlük bitince bir avuç kalp ilacını içerek hayatına son verecek kadar kararlı, gizli kalmış bir şair: İlhan Şevket Aykutun çekici ve tuhaf yaşamöyküsü ve Seçme Şiirleri. TADIMLIKNEVİ ŞAHSINA MÜNHASIR BİRİYDİ İlhan Şevket ile dostluğum 1960 yıllarında, ben ressam Nil Yalter ile evliyken başladı. Sanırım ikimizi genç bir sanatçı çift olarak tanıdı ve sevdi. Bize belirli günlerde akşam yemeğine gelir, uzun uzun sohbet edilirdi. Özellikle sanat konuşulurdu. Şiirlerinden de okuduğu olurdu... Zekâsı, muhayyilesi, bilgisi, muzip mizacı ile cidden nevi şahsına münhasır biriydi. Mazisi bir sırdı. Geçmişi hakkında bilgi vermekten kaçınırdı. Bir Köy Çocuğu olduğunu ve kendi kendini yetiştirdiğini söylemekle yetinirdi. Fakat düzgün kıyafetine, ütülü gömleğine, zevkle seçilmiş kravatına ve ayakkabılarına bakıldığında kendi kendini yetiştirmiş bir köy çoc... tümünü göster