Bu kitabıyla üçüncü kez okuyucusuyla buluşan Yusuf Özkan Özburun, ömrünün oldukça erken bir devresinde zorlu bir şiir yürüyüşünün (ama sıçramalarla dolu bir yürüyüşün) örtük tablosunu arz ediyor okuyucuya. Zira kendisi şiirin, düz yolda rehavetli bir yürüyüş değil, varoluşun uçboylarında hummalı bir raks olduğunu ifade ediyor.Varlığın sınırlarını tırmalayan şiirin bir kıvılcım, içteki harlı ateşin karşı konulmaz dışavurumu olduğunu söylüyor. Diplerden, tâ diplerden kopup gelen yalazlı bir soluğu okuyucunun yüzüne üfürüyor, o kadar.
Bu kitabıyla üçüncü kez okuyucusuyla buluşan Yusuf Özkan Özburun, ömrünün oldukça erken bir devresinde zorlu bir şiir yürüyüşünün (ama sıçramalarla dolu bir yürüyüşün) örtük tablosunu arz ediyor okuyucuya. Zira kendisi şiirin, düz yolda rehavetli bir yürüyüş değil, varoluşun uçboylarında hummalı bir raks olduğunu ifade ediyor.Varlığın sınırlarını tırmalayan şiirin bir kıvılcım, içteki harlı ateşin karşı konulmaz dışavurumu olduğunu söylüyor. Diplerden, tâ diplerden kopup gelen yalazlı bir soluğu okuyucunun yüzüne üfürüyor, o kadar.