Kızılırmak akıyordu. Köprü çürüktü. Bir çift angut olurdu bırakılmış akşamlar. Anguda silah sıkılmaz. Kızılırmak aka aka... Dalga taşı oya oya... Türküler çoğala çoğala... Öfkeler kızara kızara... Ve bir gelin alayıydı, çekip giderdi allı pullu. Göçtü köprü, kaptı sular gelini. Ve atlılar gitti gider. Dediler: Kızılırmak nettin allı gelini? Demediler: Çürük köprü nettin allı gelini? diyerek ağıtımsı bir havada sürdürür dizelerini Hasan Hüseyin.
Kızılırmak akıyordu. Köprü çürüktü. Bir çift angut olurdu bırakılmış akşamlar. Anguda silah sıkılmaz. Kızılırmak aka aka... Dalga taşı oya oya... Türküler çoğala çoğala... Öfkeler kızara kızara... Ve bir gelin alayıydı, çekip giderdi allı pullu. Göçtü köprü, kaptı sular gelini. Ve atlılar gitti gider. Dediler: Kızılırmak nettin allı gelini? Demediler: Çürük köprü nettin allı gelini? diyerek ağıtımsı bir havada sürdürür dizelerini Hasan Hüseyin.