30 Kasım 2007 Isparta Türbetepe… Saat: 02.05
Düşen Isparta Uçağının İçinde Altı Nükleer Fizikçi de Vardı...1830 rakımlı Türbetepe’ye düşen Atlasjet üç parçaya ayrılmış, uçağın gövdesi tepenin üzerinde kalırken, kuyruk ve ön kısmı yüz elli metre aşağıya savrulmuştu. Saatler 02.05’i gösterirken bir helikopterin ışığı aydınlattı Türbetepe’yi. Etraftaki kar kalıntılarını savurarak az ilerdeki küçük düzlüğe iniş yapan helikopterden hızla inen dört adam önce gövdenin olduğu bölüme yöneldiler. Kalın kar anorakları giyinmiş, başları kapüşonlu adamlar kuvvetli el lambalarıyla cesetlere bakarak ilerlemeye başladılar. En öndeki birden, durup bağırdı: “Bu yaşıyor!”Adam grubun liderine bakıyordu. Yanıt tek kelimeyle geldi: “Öldür.”…
Türkiye’ydi hedef: Mustafa Kemal’in Meksika’da araştırma yapmak için görevlendirdiği Tahsin Bey’in düzenlediği sır dolu defterle başlamıştı her şey. Mesaj 3000 yıl önceden gelmişti: Anadolu topraklarında öyle bir sır yatıyordu ki, açıklandığı gün dünyada tüm dengeler değişecekti… Ve 1936 yılında sessizlik yemini edilerek defterin üçüncü cildi, “Sır taşıyıcılarına,” teslim edildi.” Bir benzeri konulmuştu Türk Dil Kurumu arşivlerine, o da 1970 yılında ortadan yok oldu. Bu defterde yer alan sırlar uğruna görünmeyen kirli bir savaş başlamıştı Türkiye’de, hiç durmadan saldırdılar. 2000’li yılların ortasına doğru açıklanması beklenen bu sırrın açığa çıkamaması için, gerekirse tüm dünyayı yok etmeye de hazırlardı… KOD 5’i hayata geçirmeye karar veren Türkiye Cumhuriyeti’ni durdurmak amacıyla, bilim adamlarını öldürdüler, bombalar patlattılar, terör örgütlerini devreye soktular, darbe yaptırmaya kalktılar ve suikastlar düzenlediler… Bu savaş halen devam ediyor “Büyük sır,” açıklandığı gün dünya, Anadolu topraklarından doğan yeni bir güce tanıklık edecek…
(Tanıtım Bülteninden)
30 Kasım 2007 Isparta Türbetepe… Saat: 02.05
Düşen Isparta Uçağının İçinde Altı Nükleer Fizikçi de Vardı...1830 rakımlı Türbetepe’ye düşen Atlasjet üç parçaya ayrılmış, uçağın gövdesi tepenin üzerinde kalırken, kuyruk ve ön kısmı yüz elli metre aşağıya savrulmuştu. Saatler 02.05’i gösterirken bir helikopterin ışığı aydınlattı Türbetepe’yi. Etraftaki kar kalıntılarını savurarak az ilerdeki küçük düzlüğe iniş yapan helikopterden hızla inen dört adam önce gövdenin olduğu bölüme yöneldiler. Kalın kar anorakları giyinmiş, başları kapüşonlu adamlar kuvvetli el lambalarıyla cesetlere bakarak ilerlemeye başladılar. En öndeki birden, durup bağırdı: “Bu yaşıyor!”Adam grubun liderine bakıyordu. Yanıt tek kelimeyle geldi: “Öldür.”…
Türkiye’ydi hedef: Mustafa Kemal’in Meksika’da araştırma yapmak için görevlendirdiği Tahsin Bey’in düzenlediği sır dolu defterle başlamıştı her şey. Mesaj 3000 yıl önceden gelmişti: Anadolu topraklarında öyle bir sır yatıyordu ki, açıklandığı gün dünyada tüm dengeler değişecekti… Ve 1936 yılında sessizlik yemini edilerek defterin üçüncü cildi, “Sır taşıyıcılarına,” teslim edildi.” Bir benzeri konulmuştu Türk Dil Kurumu arşivlerine, o da 1970 yılında ortadan yok oldu. Bu defterde yer alan sırlar uğruna görünmeyen kirli bir savaş başlamıştı Türkiye’de, hiç durmadan saldırdılar. 2000’li yılların ortasına doğru açıklanması beklenen bu sırrın açığa çıkamaması için, gerekirse tüm dünyayı yok etmeye de hazırlardı… KOD 5’i hayata geçirmeye karar veren Türki... tümünü göster
Polisiye çok ilgimi çeken türler arasında değil ama Sherlock Holmes gibi iyi yazılmış polisiye okumak her daim okuyucuya bir şey katar. Bu kitap polisiye türünün casusluk alt kategorisine dahil edilebilir. Maceramız Atatürk zamanında Maya Tepek ile başlıyor ve 2016 yılına kadar sürüyor.
Oldukça uzun soluklu bir zaman diliminde geçiyor kurgu, KOD 5 ismi verilen bir maden türü hakkında bilgileri korumakla görevli Sır Taşıyıcılarının ve onları ele geçirmek isteyen istihbarat örgütlerinin savaşını okuyoruz. Kitap yarı kurgu yarı gerçek diyebilirim, bu açıdan genel kurguya büyük gerçekçilik kattığı bir gerçek. İçerik olarak kaliteli olduğunu düşünüyorum ve iyi bir konu/kurgu olmuş.
Yine de böyle kurgularda beklenen heyecan kat sayısı ve gizemin üst seviyelere tırmanmasını bu romanda maalesef göremiyoruz. Kod 5'in ne olduğunu çok geçmeden ne olduğunu anladım misal, gerçi bahsi geçen konuya azcık ilgisi olan biri hemen anlar, olağan. Sanırım yazarlarımız karmaşık olay kurgularını üretebilmekten hala çok uzaklar; Sherlock Holmes gibi bir roman niye çıkmasın ki bizden? Çıkabilir, çıkmış olabilir de... şahsen dediğim gibi polisiye çok sık okumadığım için bu konuda bilgisizim. Tavsiyesi olanlar var ise çekinmeden yazsınlar. :)
Yazarımıza teşekkür ediyor ve nice güzel romanlar yazmasını diliyoruz.
Karton Cilt, 304 sayfa
Ocak2017 tarihinde, Truva Yayı ları tarafından yayınlandı