Bu kitap, sosyoloji ve iş idaresi alanlarındaki meslektaşlarımla diyalogun bir ürünüdür. Bu disiplinlerin kültürün sosyal etkilerine ve Konfüçyüsçülüğün günümüz Çin?indeki ekonomik davranışı şekillendirmedeki rolüne olan büyük ilgisinden cesaret alarak, Sidney Üniversitesi, Antropoloji Bölümü?ndeki son sınıf öğrencileri için ?Konfüçyen Kapitalizm: Söylem, pratik, arzu? adlı bir ders geliştirdim. Daha sonra, Macarthur, New South Wales?deki Batı Sidney Üniversitesi?ndeki İş İdaresi master programında Asya Araştırmaları alanında ders vermeye davet edildiğim zaman, bu ders değiştirilerek daha geniş bir kitleye hitap eden ?disiplinler arası? bir niteliğe büründü. Bu kısa geçmiş, kitabın nasıl şekil aldığını izah etmeye yardımcıdır. Benim kendi alanım olan antropoloji, analizimi ilgilendiren dil ve çeşitli meseleleri ?hediye ve emtia, mübadele, cinsellik, ağ ve elbette kültür? büyük ölçüde sağlamıştır. Aynı zamanda da, bazı hususları tekrar etme pahasına, her bölümü öyle veya böyle başlı başına okunabilmesi için mümkün olduğunca bütün hale getirdim. Yine de okuyucuların, 3. Bölüm?de anlattığım Belaga şehrinin etnografik şartlarına aşina olması gerekmektedir.Kitap, Çin ticaretinin işleyiş şeklini incelerken, Çinli topluluklar arasında kültürün etkileri ve Konfüçyüsçülüğün rolüne dair son derece karamsar bir görüş ileri sürer gibi gözükmektedir. Bu konuda, kültürü artık ?oldukça şaibeli bir fikir? (Clifford 1988: 12) olarak gören kendi disiplinime hakim zihniyete katılıyorum. Fakat kültür ?yerel ve ulusal olarak mevcut olan kültür dahi? bu postmodern dönemlerde bile bertaraf edilemez. Eğer kültürün sosyal etkilerini bağlamı içinde görebilir ve onu oluşum ve çözülme koşullarına yerleştirebilirsek, hâlâ faydalı olan bir kavramdır. Bizim örneğimizde, ?Konfüçyüsçü miras? ve Çin?in hanedanlık tarihi, araştırmacıların Doğu Asya toplumlarında bulunduğunu bildirdikleri işçilerin itaatkarlığı ve idari otoritenin merkeziliğinin ?delilleri?ni hakikaten izah edememektedir. Örneğin Singapur?da, ?sınai barış?, Konfüçyüsçü değerlerden ziyade, Çalışma Bakanlığı?nın ve hükümet yanlısı Ulusal Sendika Kongresi?nin (NTUC) eseridir. Eğer kültürün sosyal davranış üzerinde etkisi varsa, kültürün etkin olduğu siyasi ve maddi koşullar, tüm denklemin bir parçası olarak ön plana çıkarılmalıdır. Kültürün belli bir durumdaki etkinliği ve tesirsizliğiyle ilgili iddialarda bulunurken bu ?kültürel yeniden üretim? süreci önemlidir. ?Konfüçyen kapitalizm? tezindeki fetişist kültür fikri göz önüne alındığında, tartışmayı olduğu yerde döndürerek, Çinli müteşebbisleri, kültüre guanxi bağlantıları kurmak ya da işyerinde uyumu tesis etmekten başka hiçbir asli mana yüklemeyen ?büyük pragmatistler?e dönüştürmek cazip hale gelmektedir. Okuyucuların da fark edeceği gibi, Saravak?ın balta girmemiş, ücra ormanlarında bile durum kesinlikle böyle değildir. Dinamik yenilenmesi bağlamında gördüğümüz zaman, kültür, hâlâ ?sosyal arzuları ve ekonomik umutları bu kitabın konusu olan? Belaga?daki Çinli tacirlerle olduğu kadar antropologla da son derece ilgilidir.
Bu kitap, sosyoloji ve iş idaresi alanlarındaki meslektaşlarımla diyalogun bir ürünüdür. Bu disiplinlerin kültürün sosyal etkilerine ve Konfüçyüsçülüğün günümüz Çin?indeki ekonomik davranışı şekillendirmedeki rolüne olan büyük ilgisinden cesaret alarak, Sidney Üniversitesi, Antropoloji Bölümü?ndeki son sınıf öğrencileri için ?Konfüçyen Kapitalizm: Söylem, pratik, arzu? adlı bir ders geliştirdim. Daha sonra, Macarthur, New South Wales?deki Batı Sidney Üniversitesi?ndeki İş İdaresi master programında Asya Araştırmaları alanında ders vermeye davet edildiğim zaman, bu ders değiştirilerek daha geniş bir kitleye hitap eden ?disiplinler arası? bir niteliğe büründü. Bu kısa geçmiş, kitabın nasıl şekil aldığını izah etmeye yardımcıdır. Benim kendi alanım olan antropoloji, analizimi ilgilendiren dil ve çeşitli meseleleri ?hediye ve emtia, mübadele, cinsellik, ağ ve elbette kültür? büyük ölçüde sağlamıştır. Aynı zamanda da, bazı hususları tekrar etme pahasına, her bölümü öyle veya böyle başlı başına okunabilmesi için mümkün olduğunca bütün hale getirdim. Yine de okuyucuların, 3. Bölüm?de anlattığım Belaga şehrinin etnografik şartlarına aşina olması gerekmektedir.Kitap, Çin ticaretinin işleyiş şeklini incelerken, Çinli topluluklar arasında kültürün etkileri ve Konfüçyüsçülüğün rolüne dair son derece karamsar bir görüş ileri sürer gibi gözükmektedir. Bu konuda, kültürü artık ?oldukça şaibeli bir fikir? (Clifford 1988: 12) olarak gören kendi disiplinime hakim zihniyete katılıyorum. Fakat k... tümünü göster