Alexander Van Millingen, 19. Yüzyılın ikinci yarısında İstanbuldaki kültürel etkinlikleriyle hem Avrupalı köklerini imparatorluk başkentinin uygarlık katmanları arasında arayan, hem de modernleşme çağında geçirdiği sarsıcı dönüşümlerde geleneksel özünden hızla uzaklaşan Osmanlı hayat tarzına tutkuyla bağlanmış Batılı yadın tipinin çarpıcı bir portresini sunmuştur.İstanbul, Millingen için hayatını adadığı büyük keşfin sırlarını saklayan bir eski zaman müzesidir. 19. Yüzyıl sonlarında Roma, Bizans ve klasik Osmanlı kültürlerini birarada sergileyebilen bu ayrıcaklıklı şehir, aynı zamanda Millingene araştırmalarına destek çıkan toplumsal bir çevrenin olanaklarını da sunmuştur.
Alexander Van Millingen, 19. Yüzyılın ikinci yarısında İstanbuldaki kültürel etkinlikleriyle hem Avrupalı köklerini imparatorluk başkentinin uygarlık katmanları arasında arayan, hem de modernleşme çağında geçirdiği sarsıcı dönüşümlerde geleneksel özünden hızla uzaklaşan Osmanlı hayat tarzına tutkuyla bağlanmış Batılı yadın tipinin çarpıcı bir portresini sunmuştur.İstanbul, Millingen için hayatını adadığı büyük keşfin sırlarını saklayan bir eski zaman müzesidir. 19. Yüzyıl sonlarında Roma, Bizans ve klasik Osmanlı kültürlerini birarada sergileyebilen bu ayrıcaklıklı şehir, aynı zamanda Millingene araştırmalarına destek çıkan toplumsal bir çevrenin olanaklarını da sunmuştur.