Bir gün Konfüçyüse sordular:- Bir memleketi idare etmeye çağrılsaydınız, yapacağınız ilk iş ne olurdu?Büyük filozof şöyle cevap verdi;- Hiç şüphesiz, dili gözden geçirmekle işe başlardım. Dil kusurlu olursa, kelimeler düşünceyi iyi anlatamaz. Düşünce iyi anlatılmazsa, yapılması gereken şeyler doğru yapılamaz. Vazifeler gereği gibi yapılmazsa, töre ve kültür bozulur. Töre ve kültür bozulursa, adalet yanlış yola sapar. Adalet yoldan çıkarsa, şaşkınlık içine düşen halk, ne yapacağını, işin nereye varacağını bilemez. İşte bunun içindir ki hiçbir şey dil kadar mühim değildir. Dil ile düşünme arasında çok ciddi bir bağ vardır. Ana dili zengin insanların düşünme yetenekleri de zengindir. Yani önce; doğru,zengin Türkçe, sonra zengin, doğru, yararlı düşünce ve ardından da sağlıklı bir iletişim gelir. Anlaşılır olmak da dili iyi kullanmaktan geçer.
Bir gün Konfüçyüse sordular:- Bir memleketi idare etmeye çağrılsaydınız, yapacağınız ilk iş ne olurdu?Büyük filozof şöyle cevap verdi;- Hiç şüphesiz, dili gözden geçirmekle işe başlardım. Dil kusurlu olursa, kelimeler düşünceyi iyi anlatamaz. Düşünce iyi anlatılmazsa, yapılması gereken şeyler doğru yapılamaz. Vazifeler gereği gibi yapılmazsa, töre ve kültür bozulur. Töre ve kültür bozulursa, adalet yanlış yola sapar. Adalet yoldan çıkarsa, şaşkınlık içine düşen halk, ne yapacağını, işin nereye varacağını bilemez. İşte bunun içindir ki hiçbir şey dil kadar mühim değildir. Dil ile düşünme arasında çok ciddi bir bağ vardır. Ana dili zengin insanların düşünme yetenekleri de zengindir. Yani önce; doğru,zengin Türkçe, sonra zengin, doğru, yararlı düşünce ve ardından da sağlıklı bir iletişim gelir. Anlaşılır olmak da dili iyi kullanmaktan geçer.
178 sayfa
Kent Kitap tarafından yayınlandı