Çok kısa bir süre önce zamanlar yeniden karıştı, sabah çok erken mi, gecenin başlangıcı mı? Hem ne fark eder, dedim. Bir ülkenin, bir kıyının düzenli çizgisini ansızın bozan bir çıkıntıya benzettim kendimi -kendi yaşamım için- bir fazlalığa... Göğüs kafesimde, karın boşluğumda, atalarımızın kanıtlayıp tanımlayamadığı bir şey vardı, sonsuzca büyümüş bir gözyaşı ya da hiçbir filmde, hiçbir deneyde görülmez bir yara... Çünkü bu büyülü kürede düz bir çizgideymiş gibi ilerlemezsen hep yaralanıyorsun. Yağmur yağıyor, çok fazla ses yok, büyük ve karmaşık bir kentteyiz, galiba güneşin çevresinde bir kez daha döndük. İyi yıllar.
Çok kısa bir süre önce zamanlar yeniden karıştı, sabah çok erken mi, gecenin başlangıcı mı? Hem ne fark eder, dedim. Bir ülkenin, bir kıyının düzenli çizgisini ansızın bozan bir çıkıntıya benzettim kendimi -kendi yaşamım için- bir fazlalığa... Göğüs kafesimde, karın boşluğumda, atalarımızın kanıtlayıp tanımlayamadığı bir şey vardı, sonsuzca büyümüş bir gözyaşı ya da hiçbir filmde, hiçbir deneyde görülmez bir yara... Çünkü bu büyülü kürede düz bir çizgideymiş gibi ilerlemezsen hep yaralanıyorsun. Yağmur yağıyor, çok fazla ses yok, büyük ve karmaşık bir kentteyiz, galiba güneşin çevresinde bir kez daha döndük. İyi yıllar.
Ben bu adam ne yazsa okurum öyle çok seviyorum kalemini
Dili en iyi kullanan yazarlardan birisi.Her kitabında, neyi anlatıyor olursa olsun, harika cümleler kuruyor.Bu kitapta oldukça güzeldi.
Altı çizili bolca cümle barındırıyor kitaplığımda, Kürşat Başar'ı da çok severim, lakin pek anlayamadığımı belirtmeliyim.