1950 yazında Kuzey Kore aniden Güney Koreye saldırdığında dünya ayağa kalkmıştı. Çünkü bu, Asyanın uzak bir köşesinden ikiye bölünmüş küçük bir milletin kavgaya tutuşmasının çok ötesinde manalar taşıyordu. Olay, Doğunun Batıya, meydan okuyuşuydu. Korede başlayan bu alev, III. dünya savaşının habercisi olabilirdi. İşte Kore Savaşı, Birleşmiş Milletler Savaşı haline bu sebeple geldi. Başta Amerika olmak üzere 16 Batılı milletin askeri Korede, Güney Kore Ordusunun yanında yer aldı. Türkiye de Birleşmiş Milletler örgütünün kararına uyarak 5 bin kişilik hatırı sayılır bir kara kuvvetiyle buna katıldı. Ve her yıl değişmek suretiyle on tugay gönderildi. 1950den 1953e kadar bunlardan ilk üç tugay savaştı. Ve tarihle birlikte diğer dost ve düşman milletler de tanıktır ki, Türk askeri bu dövüşten yüzünün akı ile çıktı. Binlerce kilometre ötede dilini, dinini, adetlerini bilmediği çok uzak bir ülkede Mehmet Kurtuluş Savaşından 28 yıl sonra girdiği ilk kavgada o cevheri koruduğunu yine kanıtlad
1950 yazında Kuzey Kore aniden Güney Koreye saldırdığında dünya ayağa kalkmıştı. Çünkü bu, Asyanın uzak bir köşesinden ikiye bölünmüş küçük bir milletin kavgaya tutuşmasının çok ötesinde manalar taşıyordu. Olay, Doğunun Batıya, meydan okuyuşuydu. Korede başlayan bu alev, III. dünya savaşının habercisi olabilirdi. İşte Kore Savaşı, Birleşmiş Milletler Savaşı haline bu sebeple geldi. Başta Amerika olmak üzere 16 Batılı milletin askeri Korede, Güney Kore Ordusunun yanında yer aldı. Türkiye de Birleşmiş Milletler örgütünün kararına uyarak 5 bin kişilik hatırı sayılır bir kara kuvvetiyle buna katıldı. Ve her yıl değişmek suretiyle on tugay gönderildi. 1950den 1953e kadar bunlardan ilk üç tugay savaştı. Ve tarihle birlikte diğer dost ve düşman milletler de tanıktır ki, Türk askeri bu dövüşten yüzünün akı ile çıktı. Binlerce kilometre ötede dilini, dinini, adetlerini bilmediği çok uzak bir ülkede Mehmet Kurtuluş Savaşından 28 yıl sonra girdiği ilk kavgada o cevheri koruduğunu yine kanıtlad