Ver elini dokuz, on, on bir... yaş. İnsan, yıllar geçtikçe büyür. Bu iş kendiliğinden, kolayca olur sanılır. Oysa büyümek, hiç de kolay değildir. İşte Ayşe. Tam dokuz yaşında. Artık, çevresinde olup biteni çok daha iyi anlıyor. Örneğin, evden taşınmak. Ne zor bir iş olduğu anlatılamaz. Önce sokak sokak dolaşarak boş ev aramak, komisyoncularla uğraşmak, verebilecekleri kiraya uygun ev bulmak, eşyalarının yeni eve uyup uymayacağını hesaplamak, daha neler neler var. Anne yorgun ve sıkıntılı. Çok da sinirli oldu bu yüzden. Bu, küçük bir örnek. Daha düşünülecek, yaşanacak öyle çok şey var ki, Ayşecik şımaramıyor bile.
Ver elini dokuz, on, on bir... yaş. İnsan, yıllar geçtikçe büyür. Bu iş kendiliğinden, kolayca olur sanılır. Oysa büyümek, hiç de kolay değildir. İşte Ayşe. Tam dokuz yaşında. Artık, çevresinde olup biteni çok daha iyi anlıyor. Örneğin, evden taşınmak. Ne zor bir iş olduğu anlatılamaz. Önce sokak sokak dolaşarak boş ev aramak, komisyoncularla uğraşmak, verebilecekleri kiraya uygun ev bulmak, eşyalarının yeni eve uyup uymayacağını hesaplamak, daha neler neler var. Anne yorgun ve sıkıntılı. Çok da sinirli oldu bu yüzden. Bu, küçük bir örnek. Daha düşünülecek, yaşanacak öyle çok şey var ki, Ayşecik şımaramıyor bile.