Anton korku öyküleri okumaya çok meraklıdır; hele vampir öykülerine bayılır. O uzun, sipsivri dişleriyle korkunç görünen vampirlerin maceralarını okudukça tüyleri diken diken olur. Ama günün birinde pencerisinden içeri giren küçük vampir hiç de öyle korkunç değildir. Rüdigerdir bu sevimli vampirin adı. Kitap okumayı, Kızma Vampir oynamayı çok sever. Anton ve Rüdiger kısa zamanda dost olurlar. Bir de Rüdigerin her zaman aç olan Dorothee teyzesi olmasa... Ve Antonun annesiyle babası bu kadar meraklı olmasalar... Anton onlara yeni arkadaşının lime lime olmuş siyah pelerinini neden hiç sırtından çıkarmadığını nasıl anlatsın ki?
Anton korku öyküleri okumaya çok meraklıdır; hele vampir öykülerine bayılır. O uzun, sipsivri dişleriyle korkunç görünen vampirlerin maceralarını okudukça tüyleri diken diken olur. Ama günün birinde pencerisinden içeri giren küçük vampir hiç de öyle korkunç değildir. Rüdigerdir bu sevimli vampirin adı. Kitap okumayı, Kızma Vampir oynamayı çok sever. Anton ve Rüdiger kısa zamanda dost olurlar. Bir de Rüdigerin her zaman aç olan Dorothee teyzesi olmasa... Ve Antonun annesiyle babası bu kadar meraklı olmasalar... Anton onlara yeni arkadaşının lime lime olmuş siyah pelerinini neden hiç sırtından çıkarmadığını nasıl anlatsın ki?
İlk olarak 9 yaşındayken okuduğum, bana kitap okumayı sevdiren ve okuma alışkanlığı kazandıran kitap. Kaç kere okuduğumu hatırlamıyorum bile. Kitaplarda adı geçen diğer romanları alma gibi bir alışkanlık bile edindirmişti. Anton'un yaşadığı maceralara gıpta edip zaman zaman heyecanla zaman zamanda tüylerim ürpererek okuduğumu hatırlıyorum.
168 sayfa
Say Yayınları tarafından yayınlandı