Affetmek, affettiğimiz kişinin davranışlarını onaylamak değildir. Bu, onların bir zamanlar yaptığı şeyin doğru, haklı ve onaylanabilir olduğu, yapılanların kabul edilebilir, önemsiz, çok da kötü olmadığı anlamına da gelmez.
Affetmek, affettiğimiz kişiden daha büyük olduğumuzu göstererek, onu kendimize ebediyen borçlu kılmak değildir. Yargılayıcı tanrı konumundan, hoşgörülü tanrı konumuna geçmek, bağışlanan kişiye kendisini günahkâr olarak hissettirir, gerçek bir affediş değildir.
Affetmek fedakârlık da değildir. Dişlerimizi sıkarak, bizi inciten kişiye katlanmamız, güler yüz maskesi takınmamız da gerçek bir affediş değildir. Çünkü bu durumda gerçek duygularımızı bastırmış oluruz. Bu tavır hem zordur, hem de hayatımızdan haz duygusunu çalar.
Affetmek, affettiğimiz kişinin davranışlarını onaylamak değildir. Bu, onların bir zamanlar yaptığı şeyin doğru, haklı ve onaylanabilir olduğu, yapılanların kabul edilebilir, önemsiz, çok da kötü olmadığı anlamına da gelmez.
Affetmek, affettiğimiz kişiden daha büyük olduğumuzu göstererek, onu kendimize ebediyen borçlu kılmak değildir. Yargılayıcı tanrı konumundan, hoşgörülü tanrı konumuna geçmek, bağışlanan kişiye kendisini günahkâr olarak hissettirir, gerçek bir affediş değildir.
Affetmek fedakârlık da değildir. Dişlerimizi sıkarak, bizi inciten kişiye katlanmamız, güler yüz maskesi takınmamız da gerçek bir affediş değildir. Çünkü bu durumda gerçek duygularımızı bastırmış oluruz. Bu tavır hem zordur, hem de hayatımızdan haz duygusunu çalar.
Beklentilerimi karşılamak bir yana, verdiğim paraya dahi acıdım.Neyse ki çok zaman kaybettirmedi, bir saatte bitti.O kadar çok ''affetmek'' sözcüğü geçiyor ki, en sonunda pes edip herkesi affedesi geliyor insanın. Ayrıca yazarın, dört kez diğer kitaplarına ve aynı yayınevinden çıkma bir kitaba atıfta bulunması, ayan beyan bir pazarlama kaygısı. Bir puanımı da, ismi ve kalın karton kapağı için verdim. Çöpe atmaya kıyamadım, kızıma oyuncak yaptım.O derece yani...bana göre...