Kudüs sancağı Osmanlı İmparatorluğunun ne sınırındaydı, ne de merkezine yakındı, yönetimi tehdit eden bir bölge de değildi. Müslümanların gözünde kutsal ve saygındı, ama sonuçta tipik bir Osmanlı sancağıydı. 17. yüzyılda sancakbeyleri, kadılar ve sipahiler Osmanlı yönetimini temsil ediyor, yerel eşraf, ulema, esnaf, zanaatkârlar ve tabii ki kadınlar Kudüsün toplumsal hayatında yer alıyorlardı. Aralarındaki nüfuz mücadelesi zaman zaman çatışmalara yol açmış, yerel hanedanlar yükselmiş, ne var ki Osmanlılar egemenliklerini sürdürmeyi bilmişlerdi. İsraili tarihçi Dror Zeevi özellikle kadı sicillerini kullanarak bu kutsal kent ve çevresinin 17. yüzyıldaki renkli yaşamını, yönetici ve yerel elitin iktidar mücadelesini anlatıyor.
Kudüs sancağı Osmanlı İmparatorluğunun ne sınırındaydı, ne de merkezine yakındı, yönetimi tehdit eden bir bölge de değildi. Müslümanların gözünde kutsal ve saygındı, ama sonuçta tipik bir Osmanlı sancağıydı. 17. yüzyılda sancakbeyleri, kadılar ve sipahiler Osmanlı yönetimini temsil ediyor, yerel eşraf, ulema, esnaf, zanaatkârlar ve tabii ki kadınlar Kudüsün toplumsal hayatında yer alıyorlardı. Aralarındaki nüfuz mücadelesi zaman zaman çatışmalara yol açmış, yerel hanedanlar yükselmiş, ne var ki Osmanlılar egemenliklerini sürdürmeyi bilmişlerdi. İsraili tarihçi Dror Zeevi özellikle kadı sicillerini kullanarak bu kutsal kent ve çevresinin 17. yüzyıldaki renkli yaşamını, yönetici ve yerel elitin iktidar mücadelesini anlatıyor.