Şehirleri konuşturan yazar Mustafa Armağan, İstanbul ve Bursadan sonra St. Petersburgun ruhuna açıyor kaleminin kanatlarını. 300 yaşındaki bu görkemli başkent, genç ömrüne sığdırdığı muhteşem ve korkunç arasındaki asırlık gel-gitlerini onun satırları içinden yansıtıyor bize... Kitabın içinde bütün bir modern Rusyanın macerası soluk alıp veriyor. Okuyucu, şehrin kurucusu Deli Petrodan, geride küllerinden başka bir şey bırakmayan Son Çar II. Nikolanın acı sonuna kadar, Rus tarihini bu kuğu misali şehrin aynasında seyrediyor. Çaykovskinin Kuğu Gölü balesini şehrin geleceğine atılmış bir çığlık olarak yorumlayan Mustafa Armağan St. Petersburu geleneksel şehirciliğin son büyük hamlesi olarak değerlendiriyor.
Şehirleri konuşturan yazar Mustafa Armağan, İstanbul ve Bursadan sonra St. Petersburgun ruhuna açıyor kaleminin kanatlarını. 300 yaşındaki bu görkemli başkent, genç ömrüne sığdırdığı muhteşem ve korkunç arasındaki asırlık gel-gitlerini onun satırları içinden yansıtıyor bize... Kitabın içinde bütün bir modern Rusyanın macerası soluk alıp veriyor. Okuyucu, şehrin kurucusu Deli Petrodan, geride küllerinden başka bir şey bırakmayan Son Çar II. Nikolanın acı sonuna kadar, Rus tarihini bu kuğu misali şehrin aynasında seyrediyor. Çaykovskinin Kuğu Gölü balesini şehrin geleceğine atılmış bir çığlık olarak yorumlayan Mustafa Armağan St. Petersburu geleneksel şehirciliğin son büyük hamlesi olarak değerlendiriyor.
St. Petersburg şehrinin kuruluşundan itibaren geçirdiği evreleri, Osmanlı ile bağlantısı olan olaylar, anıtlar, binalar ve kişiler üzerinden anlatıyor. Dostoyevski'nin Beyaz Geceler kitabında adı geçen köprünün gravürü de ilk sayfalarda bulunmakta. Bir gezi rehberi olarak da okunabilir şehre gitmek isteyenler tarafından.
264 sayfa