Dünyaya yazmak, dünyaya bir onun için bakmak. Yani dünyada olmayı, bu dünyada yaşamayı bir yana atıp salt onu yazmak için yaşamak! Yazmakla yaşamayı birleştirmek, birbirine karıştırmak, bu iki ayrı eylemi, tek bir eylemmiş gibi görmek. Cehennem bu. Kült Kitap, yazmakla yaşamanın birbirine karıştığı bir coğrafya. Dili de yaşamı da aynı tutkuyla yontan bir şairin yarattığı cehennem! Bu cehennemde gezinmeye niyet eden okur, yaşama nerede bitiyor, yazı nerede başlıyor diye sormasın hiç. TADIMLIKŞİİR VE YAŞAMŞiir yaşamdan çıkarBu söz çok su götürür, diye düşünüyorum birden. Böyle söz etmişim bir yerde. Şiir, şiirin tarihine eğilerek, onu örnekleyerek, ona bata çıka yazılır. Yoksa yaşamak sözü şiirin tarihinde çok gerilerde kalır. Bir şiiri bize, büyük, iyi dedirten, onun bir başka büyük, iyi bir şiirden çıkması, onu anımsatması, onunla doğrulanması; dahası onunla yorumlanmasıdır. Bir şiirde yaşam böyle perçinleşmezse, şiir böyle vurmazsa (kendi tarihi içinde doğrulanmazsa), yaşam (bu ne denli büyük boyutlu olursa olsun) sözde kalır. Yaşam kadar eski bir şey yoktur çünkü.SandıkBir ayakkabı boyacısı aynalı, sedef işlemeli, pırıl pırıl ceviz sandığıyla küçük sandalyesini deniz kıyısına getirip koymuş. Kendisi denize girmiş yüzüyor.Sandık ona ve denize bakıyor.Etki üstüneYeryüzüne, yeryüzündeki kurda kuşa bakmak, onlarla haşır neşir olmak, yaşamak, benim için nasıl tutku olmuşsa, dünyada yazılan her şeye bakmak, onlarla alışverişe gitmek de, benim bitmez tükenmez tutkum olmuş gibi gelir bana. Böyle dünyaya açık biri etkilenmez de ne yapar? Bu yüzden etkiden hiç korkmadım, dahası, bıraktım kendimi: Oltaya takılanlara baktım, işime gelenleri aldım, geri kalanını attım. Bir gün Walt WhitmanÕla, onun şiirleriyle karşılaştığımda, onları ben yazmışım gözüyle baktım. Onu benim tarlama girmiş buldum. Benim bu yeryüzü yolculuğum hep böyle ozanlarla olagelmiştir.DizelerAmour, tu as été mon maître.(Clément Marot)Hâlâ eskisi kadar mahzun olan Isemène.(Dante)Kentlerime artık bir düzen verebilecek miyim?(?)Ağardı mû-yi ser, sevda-yi Zülf ü yâr.
Dünyaya yazmak, dünyaya bir onun için bakmak. Yani dünyada olmayı, bu dünyada yaşamayı bir yana atıp salt onu yazmak için yaşamak! Yazmakla yaşamayı birleştirmek, birbirine karıştırmak, bu iki ayrı eylemi, tek bir eylemmiş gibi görmek. Cehennem bu. Kült Kitap, yazmakla yaşamanın birbirine karıştığı bir coğrafya. Dili de yaşamı da aynı tutkuyla yontan bir şairin yarattığı cehennem! Bu cehennemde gezinmeye niyet eden okur, yaşama nerede bitiyor, yazı nerede başlıyor diye sormasın hiç. TADIMLIKŞİİR VE YAŞAMŞiir yaşamdan çıkarBu söz çok su götürür, diye düşünüyorum birden. Böyle söz etmişim bir yerde. Şiir, şiirin tarihine eğilerek, onu örnekleyerek, ona bata çıka yazılır. Yoksa yaşamak sözü şiirin tarihinde çok gerilerde kalır. Bir şiiri bize, büyük, iyi dedirten, onun bir başka büyük, iyi bir şiirden çıkması, onu anımsatması, onunla doğrulanması; dahası onunla yorumlanmasıdır. Bir şiirde yaşam böyle perçinleşmezse, şiir böyle vurmazsa (kendi tarihi içinde doğrulanmazsa), yaşam (bu ne denli büyük boyutlu olursa olsun) sözde kalır. Yaşam kadar eski bir şey yoktur çünkü.SandıkBir ayakkabı boyacısı aynalı, sedef işlemeli, pırıl pırıl ceviz sandığıyla küçük sandalyesini deniz kıyısına getirip koymuş. Kendisi denize girmiş yüzüyor.Sandık ona ve denize bakıyor.Etki üstüneYeryüzüne, yeryüzündeki kurda kuşa bakmak, onlarla haşır neşir olmak, yaşamak, benim için nasıl tutku olmuşsa, dünyada yazılan her şeye bakmak, onlarla alışverişe gitmek de, benim bitmez tükenmez tutkum olmuş gibi... tümünü göster
440 sayfa