Kültürün küreselleşmesine gitgide artan ilgi, şimdiye kadar toplumsal ve kültürel olguları ulus-devlet düzeyinde çözümlemekle sınırlı kalmış olan insan bilimleri ile toplum bilimlerine karşı temel bir meydan okumayı beraberinde getirmektedir. Kuşkusuz, bu meydan okuma hem insan bilimleri hem de toplum bilimleri adına yeni bir olanağın da habercisidir. Bu kitapta kültürel çalışmalardan, sosyolojiden, sanat tarihinden, sinema ve antropolojiden gelen başlıca kuramcılar (Stuart Hall, Roland Robertson, Immanuel Wallerstein, Anthony D. King v.d.), toplumsal olarak düzenlenmiş anlam sistemleri olarak kültürleri çözümlemeye yönelik farklı bakış açılarının ve ırk, toplumsal cinsiyet, etniklik, sınıf ve ulus gibi kategorilerin uygunluğunu değerlendirmekte; tek bir mekân olarak dünya daki kültürleri ve kimlik temsillerini anlamak için geliştirilen rakip paradigmaları tartışmaktadırlar.
Kültürün küreselleşmesine gitgide artan ilgi, şimdiye kadar toplumsal ve kültürel olguları ulus-devlet düzeyinde çözümlemekle sınırlı kalmış olan insan bilimleri ile toplum bilimlerine karşı temel bir meydan okumayı beraberinde getirmektedir. Kuşkusuz, bu meydan okuma hem insan bilimleri hem de toplum bilimleri adına yeni bir olanağın da habercisidir. Bu kitapta kültürel çalışmalardan, sosyolojiden, sanat tarihinden, sinema ve antropolojiden gelen başlıca kuramcılar (Stuart Hall, Roland Robertson, Immanuel Wallerstein, Anthony D. King v.d.), toplumsal olarak düzenlenmiş anlam sistemleri olarak kültürleri çözümlemeye yönelik farklı bakış açılarının ve ırk, toplumsal cinsiyet, etniklik, sınıf ve ulus gibi kategorilerin uygunluğunu değerlendirmekte; tek bir mekân olarak dünya daki kültürleri ve kimlik temsillerini anlamak için geliştirilen rakip paradigmaları tartışmaktadırlar.