Kuran-ı Kerim Hz. Muhammed'e Allah tarafından insanlığa gönderilmiş son ilahi kitaptır. Kuran vahiy yoluyla Cebrail tarafından peygamberimize yirmi üç senede nazil olmuştur. Bunun en önemli nedeni ayetlerin hazmedilerek, sindirilerek uygulanmasını sağlamaktadır. Tedrici bir yöntemle aşama aşama insanlığa helmiş, Hz. Peygamber de nasıl uygulandığını kendi hayatında göstermiştir.
Peygamberimizin vefatından sonra Hz. Ebu Bekir zamanında ayetler bir komisyon tarafından titizlikle incelenerek kitap haline getirilmiştir. Hz. Osman zamanına kadar tek Mushaf olarak bulunan Kuran, İslam Ülkelerinin sınırları giderek genişlediği ve başka toplumdan insanların da Müslüman olmalarından dolayı çoğaltılarak bu ülkelere gönderilmiştir.
Kuran-ı Kerim, yüz on dört sureden oluşmaktadır. Hangi suretin nereye geleceğini Cebrail tarafından peygamberimize bildirmiştir.
Kuran-ı Kerim Hz. Muhammed'e Allah tarafından insanlığa gönderilmiş son ilahi kitaptır. Kuran vahiy yoluyla Cebrail tarafından peygamberimize yirmi üç senede nazil olmuştur. Bunun en önemli nedeni ayetlerin hazmedilerek, sindirilerek uygulanmasını sağlamaktadır. Tedrici bir yöntemle aşama aşama insanlığa helmiş, Hz. Peygamber de nasıl uygulandığını kendi hayatında göstermiştir.
Peygamberimizin vefatından sonra Hz. Ebu Bekir zamanında ayetler bir komisyon tarafından titizlikle incelenerek kitap haline getirilmiştir. Hz. Osman zamanına kadar tek Mushaf olarak bulunan Kuran, İslam Ülkelerinin sınırları giderek genişlediği ve başka toplumdan insanların da Müslüman olmalarından dolayı çoğaltılarak bu ülkelere gönderilmiştir.
Kuran-ı Kerim, yüz on dört sureden oluşmaktadır. Hangi suretin nereye geleceğini Cebrail tarafından peygamberimize bildirmiştir.
Asıl mükemmellik o dur ki, dostlardan ziyade düşmanlar tasdik edecek. Düşman bile, onun güzelliği karşısında secde edecek.
İşte Kur'an bu yönden de emsalsizdir. Zira Kur'an'ın düşmanları dahi, Kur'an'ın ifadelerindeki güzelliğe hayran olmuşlardır.
Hatta Kureyş'in reislerinden âlim bir zat, müşrikler tarafından, Kur'an'ı dinlemek için gönderilmiş. O da gitmiş ve dinlemiş. Ve döndüğünde demiş ki: "Şu kelamın öyle bir tatlılığı var ki, insan sözüne benzemez. Ben şairleri, kâhinleri biliyorum. Bu, onların sözlerine hiç benzemez. Olsa olsa bize tâbi olanları kandırmak için buna sihir demeliyiz."
Yine bir edip, "فَاصْدَعْ بِمَا تُؤْمَرُ " yani “Artık emrolunduğun şeyi açıkla.” (Hicr Sûresi, 15:94.) ayetini işitince secdeye kapandı. Ona soruldu: "sen Müslüman mı oldun?" O cevaben dedi ki: "Hayır, ben bu ayetin belâgatine secde ettim."
İslam tarihini anlatan kitapların sayfaları, Kur'an'ı kabul etmediği halde onun üstünlüğünü ve mükemmelliğini inkâr edemeyen ve karşısında secdeye kapanan ediplerin şahadetleriyle doludur.
İşte, Kur'an-ı Kerimin en inatçı düşmanlarının bile ifadesine hayran olması ispat eder ki, Kur'an Allah'ın kelamıdır.
Ciltli, 712 sayfa
2004 tarihinde, Demir Yayınevi tarafından yayınlandı