Ticaretin milletlerarasılaşması, ticarî ilişkilerden doğan uyuşmazlıkların çözümünde, her iki taraf için güvenilirliğin en fazla temin edildiği, hızlı bir çözüm yöntemi olan tahkimin önemini ve etkinliğini arttırmıştır. Günümüzde, genel olarak milletlerarası tahkimin ve gelişmiş ülkelerin ev sahipliği yaptığı kurumsal tahkim merkezlerinde cereyan eden tahkimin, tam anlamda tarafsız olmadığı; özellikle taraflardan birinin ekonomik bakımdan üstün durumda bulunduğu uyuşmazlıklarda, hakemlerin âdil kararlar tesis edemediği ileri sürülmüştür. Yüzyıllar boyunca batı dünyasının sömürgeci gücü altında ezilen doğu toplumlarında hâkim olan bu anlayışın, gerçeklik payı taşıdığını gösteren örneklere de rastlanabilir. Ancak, bugün, milletlerara-sı ticaret ilişkilerinde birbirinin hukukuna ve yargı sistemine tâbi olmak iste-meyen tarafların, âdeta ortada buluşmak mantığı ile, tahkimi tercih ettikleri de bir olgudur ve bu olgunun tanınmaması veya taraflı bir tutumla yabancı ha-kem kararlarının tenfizinde mahallî menfaatlerin gözetilmesi, özellikle geliş-mekte olan ülkelerin ihtiyaç duyduğu yabancı sermayenin, bu ülkelere gelişini sınırlandırmaktadır.
Ticaretin milletlerarasılaşması, ticarî ilişkilerden doğan uyuşmazlıkların çözümünde, her iki taraf için güvenilirliğin en fazla temin edildiği, hızlı bir çözüm yöntemi olan tahkimin önemini ve etkinliğini arttırmıştır. Günümüzde, genel olarak milletlerarası tahkimin ve gelişmiş ülkelerin ev sahipliği yaptığı kurumsal tahkim merkezlerinde cereyan eden tahkimin, tam anlamda tarafsız olmadığı; özellikle taraflardan birinin ekonomik bakımdan üstün durumda bulunduğu uyuşmazlıklarda, hakemlerin âdil kararlar tesis edemediği ileri sürülmüştür. Yüzyıllar boyunca batı dünyasının sömürgeci gücü altında ezilen doğu toplumlarında hâkim olan bu anlayışın, gerçeklik payı taşıdığını gösteren örneklere de rastlanabilir. Ancak, bugün, milletlerara-sı ticaret ilişkilerinde birbirinin hukukuna ve yargı sistemine tâbi olmak iste-meyen tarafların, âdeta ortada buluşmak mantığı ile, tahkimi tercih ettikleri de bir olgudur ve bu olgunun tanınmaması veya taraflı bir tutumla yabancı ha-kem kararlarının tenfizinde mahallî menfaatlerin gözetilmesi, özellikle geliş-mekte olan ülkelerin ihtiyaç duyduğu yabancı sermayenin, bu ülkelere gelişini sınırlandırmaktadır.