Önsöz: “Şiir, duygularımızın dilidir. Bir rengin, ahengin simgesidir. Şair, bu ahengi vücuda getirirken bir bakıştan, bir gülüşten, bir seslenişten beslendiği gibi bir yeşilden, bir pembeden, bir eflatundan da ilham alabilir. Göz pınarlarında biriktirdiği yaşları her an toprağa boşaltacak gibi duran bulutlarıyla yağmur ülkesi olarak nam salan Rize bir şaire tarifsiz lezzette sofralar sunar. Ziraat Bahçesi ya da Kale’de, bir bardak ince bellide yudumlanacak çay tadındadır manzara. Karadeniz hiçbir zaman çarşaf gibi serilmez ayaklarınıza. O hep hırçındır, delidir, coşkundur. İnsanı, doğası, deresi, balığı gibi.''
Önsöz: “Şiir, duygularımızın dilidir. Bir rengin, ahengin simgesidir. Şair, bu ahengi vücuda getirirken bir bakıştan, bir gülüşten, bir seslenişten beslendiği gibi bir yeşilden, bir pembeden, bir eflatundan da ilham alabilir. Göz pınarlarında biriktirdiği yaşları her an toprağa boşaltacak gibi duran bulutlarıyla yağmur ülkesi olarak nam salan Rize bir şaire tarifsiz lezzette sofralar sunar. Ziraat Bahçesi ya da Kale’de, bir bardak ince bellide yudumlanacak çay tadındadır manzara. Karadeniz hiçbir zaman çarşaf gibi serilmez ayaklarınıza. O hep hırçındır, delidir, coşkundur. İnsanı, doğası, deresi, balığı gibi.''