Kocaman bir kurdele gibi uzanan Oxford Caddesinin allı pullu, şatafatlı halinin kendine özgü bir büyüsü vardır. Cadde, çakıl taşlarıyla dolu ve taşlarını sürekli olarak parlak bir akıntının yıkadığı bir ırmak yatağı gibidir. Her şey pırıl pırıl yanıp söner. İlkbaharın ilk günü, cıvıl cıvıl lâle, menekşe ve nergis katmanlarından oluşan fırfırlarla süslenmiş çiçek arabaları çıkar ortaya. Trafiğin güçlü akıntısına karşı, güçsüz, kırılgan tekneler gibi, belli belirsiz ilerlemeye çalışırlar. Bir köşede, eski püskü giysili büyücüler, büyülü bardaklara koydukları renkli kâğıt parçalarını, pırıl pırıl renkli bitkilerden oluşan gür ormanlara -bir sualtı çiçek bahçesine- dönüştürmektedirler. Bir başka köşede aplumbağalar ot yığınları üzerinde yatmış dinleniyorlar.Virginia Woolf
Kocaman bir kurdele gibi uzanan Oxford Caddesinin allı pullu, şatafatlı halinin kendine özgü bir büyüsü vardır. Cadde, çakıl taşlarıyla dolu ve taşlarını sürekli olarak parlak bir akıntının yıkadığı bir ırmak yatağı gibidir. Her şey pırıl pırıl yanıp söner. İlkbaharın ilk günü, cıvıl cıvıl lâle, menekşe ve nergis katmanlarından oluşan fırfırlarla süslenmiş çiçek arabaları çıkar ortaya. Trafiğin güçlü akıntısına karşı, güçsüz, kırılgan tekneler gibi, belli belirsiz ilerlemeye çalışırlar. Bir köşede, eski püskü giysili büyücüler, büyülü bardaklara koydukları renkli kâğıt parçalarını, pırıl pırıl renkli bitkilerden oluşan gür ormanlara -bir sualtı çiçek bahçesine- dönüştürmektedirler. Bir başka köşede aplumbağalar ot yığınları üzerinde yatmış dinleniyorlar.Virginia Woolf
80 sayfa