Hayatının merkezî noktası Tanrı olan Simon Weile göre, kişinin, hayatının hiçbirşeyi sorgulamadığı kayıtsız bir iman içerisinde geçirmektense bir ateist olması daha iyidir. Ona göre Tanrı, yokluğundan duyulan acıyı tatmadan anlaşılamazdı. Bir refleksler bütünü, göreneklerin kutsaması, toplumsal bir alışkanlıktan başka bir şey olmayan bu tür kayıtsız bir din, uyuşturucu türden bir inancın rahatlığıdır. Böyle bir iman neye inanıldığının bile bilinmediği birşeydir; çünkü kendisini sorgulamamıştır bile.
Hayatının merkezî noktası Tanrı olan Simon Weile göre, kişinin, hayatının hiçbirşeyi sorgulamadığı kayıtsız bir iman içerisinde geçirmektense bir ateist olması daha iyidir. Ona göre Tanrı, yokluğundan duyulan acıyı tatmadan anlaşılamazdı. Bir refleksler bütünü, göreneklerin kutsaması, toplumsal bir alışkanlıktan başka bir şey olmayan bu tür kayıtsız bir din, uyuşturucu türden bir inancın rahatlığıdır. Böyle bir iman neye inanıldığının bile bilinmediği birşeydir; çünkü kendisini sorgulamamıştır bile.