Mükâşefât-ı Gaybiyye tasavvufta mânevî yolculuk (seyr u sülûk) ve varlık (vücûd) konularıyla ilgili Farsça bir eserdir. İmâm-ı Rabbânî Ahmed Sirhindînin muhtelif zamanlarda kaleme aldığı 30 parça yazısı, onun vefâtından sonra hicrî 1051 (1641) senesinde derlenerek bu eser meydana gelmiştir.Eseri derleyen kişi İmâm-ı Rabbânînin oğlu Muhammed Masûmdur.Türkçeye ilk defa tercüme edilen bu eserin çevirisinde önce Karaçi baskısı esas alınmış, ancak bu neşirde baskı hatalarının çok olduğu görülünce İstanbulda Süleymaniye Kütüphanesi, Esad Efendi, nr. 1688de kayıtlı olan diğer bir Farsça nüsha ile karşılaştırılarak tercüme edilmiştir .Hâcegân ve Nakşbendî büyüklerinin seyr u sülûk usulleri, Allahın zâtı ve sıfatları, Kurân, ruhlar âlemi, tecellîler, mânevî yolculuk esnâsında karşılaşılan yüksek hâller, vahdet-i vücûd, vahdet-i şuhûd vb. konuları ele alan eser, ihtivâ ettiği mühim bilgiler ile İmâm-ı Rabbânînin daha iyi anlaşılmasına katkı sağlayacak niteliktedir.
Mükâşefât-ı Gaybiyye tasavvufta mânevî yolculuk (seyr u sülûk) ve varlık (vücûd) konularıyla ilgili Farsça bir eserdir. İmâm-ı Rabbânî Ahmed Sirhindînin muhtelif zamanlarda kaleme aldığı 30 parça yazısı, onun vefâtından sonra hicrî 1051 (1641) senesinde derlenerek bu eser meydana gelmiştir.Eseri derleyen kişi İmâm-ı Rabbânînin oğlu Muhammed Masûmdur.Türkçeye ilk defa tercüme edilen bu eserin çevirisinde önce Karaçi baskısı esas alınmış, ancak bu neşirde baskı hatalarının çok olduğu görülünce İstanbulda Süleymaniye Kütüphanesi, Esad Efendi, nr. 1688de kayıtlı olan diğer bir Farsça nüsha ile karşılaştırılarak tercüme edilmiştir .Hâcegân ve Nakşbendî büyüklerinin seyr u sülûk usulleri, Allahın zâtı ve sıfatları, Kurân, ruhlar âlemi, tecellîler, mânevî yolculuk esnâsında karşılaşılan yüksek hâller, vahdet-i vücûd, vahdet-i şuhûd vb. konuları ele alan eser, ihtivâ ettiği mühim bilgiler ile İmâm-ı Rabbânînin daha iyi anlaşılmasına katkı sağlayacak niteliktedir.