Yüz yıldır her gün bir yerimizi kırdılar, bir değerimizi yok ettiler, yavaş yavaş bizi bizden çaldılar. Kendimizi korumadık. Tepki göstermedik. Artık yolun sonuna geldik. Hala sessiz ve derinden, olan biteni seyretmekle meşgulüz, bir şeyler yapmanın hazırlığını bile göremiyoruz. Kimse kıpırdamıyor. Herkes halinden memnun gibi. O zaman bize düşen de susmak ve geleceği beklemek. Bu gelecek, ümit vermiyor. Çünkü görünen köy kılavuz istemez. İçinde yaşadığımız olaylar, bizi bu şekilde düşünmeye adeta mecbur ediyor.Büyük Atatürkün, Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur. Ne mutlu Türküm diyene! diye haykıran sözlerini bile duyamıyoruz. Çünkü öyle işler yaptılar ki, kanımızı bile dondurdular. Bizi hareketsiz, sessiz, düşünemez canlılar haline getirdiler. Bugün Bursa Nutku hak değilse, ne zaman hak olacak? Bugün Atatürkün Bursa Nutkunda üzerine basarak işaret ettiklerini göremiyorsak, yapılması gerekenleri gerçekleştiremiyorsak, ölmüşüz de, ağlayanımız yok demektir.- Hüseyin Adıgüzel-
Yüz yıldır her gün bir yerimizi kırdılar, bir değerimizi yok ettiler, yavaş yavaş bizi bizden çaldılar. Kendimizi korumadık. Tepki göstermedik. Artık yolun sonuna geldik. Hala sessiz ve derinden, olan biteni seyretmekle meşgulüz, bir şeyler yapmanın hazırlığını bile göremiyoruz. Kimse kıpırdamıyor. Herkes halinden memnun gibi. O zaman bize düşen de susmak ve geleceği beklemek. Bu gelecek, ümit vermiyor. Çünkü görünen köy kılavuz istemez. İçinde yaşadığımız olaylar, bizi bu şekilde düşünmeye adeta mecbur ediyor.Büyük Atatürkün, Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur. Ne mutlu Türküm diyene! diye haykıran sözlerini bile duyamıyoruz. Çünkü öyle işler yaptılar ki, kanımızı bile dondurdular. Bizi hareketsiz, sessiz, düşünemez canlılar haline getirdiler. Bugün Bursa Nutku hak değilse, ne zaman hak olacak? Bugün Atatürkün Bursa Nutkunda üzerine basarak işaret ettiklerini göremiyorsak, yapılması gerekenleri gerçekleştiremiyorsak, ölmüşüz de, ağlayanımız yok demektir.- Hüseyin Adıgüzel-