(...) Böylece İkinci Enternasyonal Marksistleri, kendi çevrelerinde gelişen modemist eğilimlerle gereğince hesaplaşmayı başaramadılar. Modemist yöntemlere yaklaşan bir Marksist kültür ancak 1920'lerde oluşacaktı. Konstrüktivist ve sürrealist akımların içinde başlayan bu siyasal ve kültürel isyan konjonktürünü araştırdık. Burada önemli olan modernistlerin Marksizme yak-laşmalan, tersinin olmamasıydı (Brecht, Benjamin ve Adorno örneklerinde bunu da belirteceğiz). Ancak modemist estetiği Marksist sonuçlar için kullanma amacıyla gerçekleştirilen çeşitli girişimler kısa ömürlü oldu: Almanya'da Nazüer 1933'den sonra her türlü kültürel deneyime son verirlerken, hâlâ Sovyet yörüngesinde olan ve sözde Marksist estetiğin hem en yüksek hem de en alt noktasını oluşturan bir politika, sosyalist gerçekçiliğin Komünist politikası geÜştirilmekteydi. (...) -Kitabın İçinden Sayfa 107
(...) Böylece İkinci Enternasyonal Marksistleri, kendi çevrelerinde gelişen modemist eğilimlerle gereğince hesaplaşmayı başaramadılar. Modemist yöntemlere yaklaşan bir Marksist kültür ancak 1920'lerde oluşacaktı. Konstrüktivist ve sürrealist akımların içinde başlayan bu siyasal ve kültürel isyan konjonktürünü araştırdık. Burada önemli olan modernistlerin Marksizme yak-laşmalan, tersinin olmamasıydı (Brecht, Benjamin ve Adorno örneklerinde bunu da belirteceğiz). Ancak modemist estetiği Marksist sonuçlar için kullanma amacıyla gerçekleştirilen çeşitli girişimler kısa ömürlü oldu: Almanya'da Nazüer 1933'den sonra her türlü kültürel deneyime son verirlerken, hâlâ Sovyet yörüngesinde olan ve sözde Marksist estetiğin hem en yüksek hem de en alt noktasını oluşturan bir politika, sosyalist gerçekçiliğin Komünist politikası geÜştirilmekteydi. (...) -Kitabın İçinden Sayfa 107
456 sayfa
2011 tarihinde, Dipnot Yayınları tarafından yayınlandı