Adrian... Bir soy ismi olmaksızın hayatta tek başına tutunmuş güçlü bir erkek. Sahip olamayacaklarını arzularken yıkılan kurallar ve aşılan sınırlarla işlenen bir günah daha önce hiç bu kadar önemli olmamıştı. Maskenin ardına gizlenmiş ihtiyaçlarını saklayabildikçe yıkılmayacağına inanırken, sokakların kanunu aşk kapıyı çaldığında yeterli olacak mıydı?
Jasmine… Hayatından adadığı tek bir geceye ödenen bedellerin altında ezilmiş bir kadın. Arzularına yenik düşmek hiç bu kadar cezbedici olmamıştı. Peki, ya kırılan kalbi? Arzularıyla başa çıkamayan ateşli benliği teslim olduğu aşkın cehenneminde yanarken, maskesinin ardında gizledikleri kaybolan ruhlarına kılavuz olabilir miydi?
"Adrian yangındı! Yakan bir ateş... Tatlı tatlı çıtırdarken bir anda harlanan ve harlandığında yakıp yıkabilen, ardından yeniden başında şarkıların söylendiği bir kamp ateşine dönüşebilen bir yangındı. Şimdi de onun tenini dağlıyordu. Bir yangının aleviydi ruhundan ruhuna akan ve Jasmine yanıyordu. Küle döneceğini bile bile yanıyor, yandıkça harlanıp coşuyordu tükenen yüreği."
(Tanıtım Bülteninden)
Adrian... Bir soy ismi olmaksızın hayatta tek başına tutunmuş güçlü bir erkek. Sahip olamayacaklarını arzularken yıkılan kurallar ve aşılan sınırlarla işlenen bir günah daha önce hiç bu kadar önemli olmamıştı. Maskenin ardına gizlenmiş ihtiyaçlarını saklayabildikçe yıkılmayacağına inanırken, sokakların kanunu aşk kapıyı çaldığında yeterli olacak mıydı?
Jasmine… Hayatından adadığı tek bir geceye ödenen bedellerin altında ezilmiş bir kadın. Arzularına yenik düşmek hiç bu kadar cezbedici olmamıştı. Peki, ya kırılan kalbi? Arzularıyla başa çıkamayan ateşli benliği teslim olduğu aşkın cehenneminde yanarken, maskesinin ardında gizledikleri kaybolan ruhlarına kılavuz olabilir miydi?
"Adrian yangındı! Yakan bir ateş... Tatlı tatlı çıtırdarken bir anda harlanan ve harlandığında yakıp yıkabilen, ardından yeniden başında şarkıların söylendiği bir kamp ateşine dönüşebilen bir yangındı. Şimdi de onun tenini dağlıyordu. Bir yangının aleviydi ruhundan ruhuna akan ve Jasmine yanıyordu. Küle döneceğini bile bile yanıyor, yandıkça harlanıp coşuyordu tükenen yüreği."
(Tanıtım Bülteninden)
Adrian Romanov, ilk kitaptaki hissiz Alexander’ımızın hayatını borçlu olduğu yakışıklı kahramanımız : )
Adrian ilk kitapta oldukça yer almıştı, sürekli gülümseyen her şeye pozitif yaklaşan Alexander ve Heaven’ın bir araya gelmelerinde oldukça büyük rolü olan biri.
Adrian’ın sahnelerinde sürekli hissettiğiniz bir şey varsa oda etrafa gülücükler dağıtan, her olaya esprili yaklaşıp, tabiri caizse polyanna iyimserliğiyle ortalarda dolaşan bu adamın aslında çok derin ve onu içten içe kavuran bir geçmişe sahip olması ihtimali.
Aslında yüzünden eksik olmayan bu gülümsemeler, Adrian’ın geçmişte yaptığı hatadan dolayı, hem eski Adrian’ı yeni Adrian’dan , hem de etrafındaki insanlardan gizlemek için kullandığı bir Maske ..
Ve işte kaçtığı geçmişi, güzeller güzeli Jasmine, abisi Daniel ve küçük tatlı oğlu Adriano ile zorlu hayat mücadelesi veren bir kadın , Adrian’ın geçmişinde çok özel bir yere sahip olan ve aklını kullanmayı beceremeyip elinden kaçırdığı tatlı,öfkeli ve sivri dilli Jasmine, her sinirlendiğinde italyanca küfürler mırıldanması hoşuma gitmişti : )
Adrian ve Jasmine’in geçmişi biraz değişik, özellikle ilk karşılaşmaları milyonda bir olur dedirten cinsten yani bana göre tabi : )
Ama hayat onları tekrardan bir araya getiriyor,geçmişle hesaplaşmaları,birbirlerine karşı hisettikleri aşk ve tutku olayların seyrini tamamen değiştiriyor, aslında asla birbirlerinden kopamadıklarını tam tersi birbirlerinin hayatlarının bizzat merkezinde olduklarını fark ediyorlar..
Adrian, jasmine'le tekrar karşılaştığında bu sefer aklını kullanmayı başarıp zekice bir planla, onu yeniden hayatına alıyor, bakalım yaptığı bu plan işe yarayacak, Jasmine geçmişin acısını kalbinden söküp atmayı başarabilecek mi, Adrian'a olan aşkı direncini her geçen gün kırarken, ondan sakladığı sırrın öğrenilmesi durumunda, bu kez kimin kimi affedeceği merak konusu oluyor..
Yazar bu kitapta da hareketli sahneleri ve erotizmi yerinde, gayet güzel kullanmış
Ayrıca devam kitaplarının kahramanlarına bu kitapta daha bir yer verilmiş, Marcus ve Josephine ikilisi, onların hikayeleri de oldukça güzel ve ilginç merakla bekliyorum.
Ve Daniel, Jasmine’in yakışıklı abisi, onun hayatına sonradan dahil olan ama kendini aksiyonun tam ortasında bulan Türk kızı Yağmur, sakarlığıyla Dünya’yı bile yakıp kül edebilir , Daniel’e şimdiden sabırlar diliyorum : ))
http://gulunkitapligi.blogspot.com.tr/2015/04/maske-tanitim-ve-yorum.html
https://illekitap.blogspot.com/2020/01/m-lemariz-maske-hissiz-2.html
Birkaç gün önce röportajını yayınladığım yazarımız M. A. Lemariz'in kitap yorumuyla karşınızdayım. Hem kalemini sevdiğimi hem de bu serisini çok sevdiğimi söylemeliyim.
Hissiz serisinin ikinci kitabı olan Maske, en az ilk kitap kadar güzeldi hatta bence daha da güzeldi. Sanırım ben Adrian'ı Alexander'dan daha çok sevdim ve içimden bir ses üçüncü kitap Yoksun'u hepsinden çok seveceğim yönünde :D
Kitabın kısaca konusuna değinmek gerekirse; Adrian üç yıl önce tanıştığı ve etkisi altında kaldığı Jasmine ile oynadığı bir oyun karşılığında onu kaybetmiştir. Bunun vicdan azabını hep yaşasa da üç yıl sonra onu karşısında ve yanında küçük bir oğlanla görünce ne düşüneceğini şaşırmıştır. Her ne kadar üç yıl önce onu kendi elleriyle başka bir adama teslim etmiş olması ve başka bir adamdan çocuk sahibi olmuş olması onu rahatsız etse de Jasmine karşı olan duyguları onu hayatında istemesine engel olamamıştır. Dahası onun oğlunu sanki kendi oğluymuşçasına sevmesine de engel olamamıştır. Hayatları daha kolay olsun diye kendi evinde çalışmaya çağırdığı Jasmine'in varlığına her an daha fazla alışan Adrian ona evlenme teklifi ettiğinde onu mutlu ve asla sahip olamadığı aileye sahip olacağını düşünmüştü ama hiç de planladığı gibi gitmedi hayatı.
Gerçekler ortaya çıkarken aslında küçük oğlanın aslımda kendi oğlu olduğunu ve Jasmine'nin başka bir adamla ilişkisinin hiç olmadığını öğrenir. Aklına hep kandırıldığı gelse de Jasmine'in ona aşık olacağını hiç düşünemez. Jasmine ise aşık olduğu adam tarafından böylesine hor görülüp, aşağılanmasına rağmen hem oğlunu kaybetmemek hem de belki bir şansları olur diye Adrian'la kalır.
Geçmişlerinden gelen tehlike ise her an enselerindedir. Aile hayatlarındaki sorunlarla uğraşırken o kısmı hep unutan Adrian bazı şeyleri yavaş yavaş idrak etmeye başlarken kırdığı kadını, karısını, aşkını geri alabilecek mi? Pek Jasmine, Adrian'ı affedip de sevdiği adamla mutlu olabilecek mi?
Öncelikle asıl karakterlere değinmeden demek istediklerim var. Alexander ile Heaven'ı burasa görmek çok güzeldi. Mutlu, aşk dolu halleri ve bir ebeveyn olarak görmek süperdi. Evet... evet... Heaven hamileydi ve Alexander da heyecanlı bir baba adayı. Onları öyle okumak hep yüzümde sırıtma oluşturdu.
Marcus ve Josephine hikayesini en merak ettiğim karakterler. Çünkü Josephine buzlar kraliçesi görüntüsünün altında o kadar kırılgan bir kadım var ki onu okumak... Onu Marcus'la okumak süper olacak. Bu kitapta bir sahneleri vardı birbirlerine sarıldıkları resmen istediğim bu dedim.
Ahh bir de Daniel ile Yağmur var. Bence kitabın en eğlenceli çiftiydi. Keşke onların da ayrı bir kitabı olsaydı da okuyabilseydik dedim. :)
Adrian ve Jasmine'e gelirsek... kitap boyunca dediğim tek şey 'acaba birbirinizi bir dinleseniz mi?' oldu. Çünkü hep dinlemeden yargılama modundalardı. Arkadaş bir durun ya demek istedim. Özellikle Adrian'a. Üç yıl önce eşeklik yapan sensin neymiş efendim neden söylemedin, bana oyun oynadın falan filan. Dostum sen kendin kızı iddiaya öne sürdün kaybettin kız başkasıyka gidince mi suçlu oldun. Adam olaydın da izin vermeyeydin dedim. Valla dedim yani...
Jasmine'in evlenme teklifini kabul etmesi, düğünleri falan güzeldi ama en heyecanlı sahnesi Adriano'nun kaçırılmasıydı. Kıyamam ya ben ona öylesine tatlı bir çocuktu ki resmen alıp içime sokasım geldi.
En son böyle bir çocuğu Özge Erkin'in Kutsal'ında sevmiştim bir de Adriano oldu şimdi.
Adrian'ın kıskançlıkları, sahipleniciliği, Jasmine'e olan aşkı çok güzeldi. Onu baba olarak görmek de süperdi. Bütün o alaycı gülüşlerinin altındaki adamı tanıdık resmen.Ama şu kitapta en güzeli de kitabın son bölümüydü. Yeminle hep merak ettiğim şeyi okudum. Hani kitaplarda karakterlerin mutlu sonunu okuruz ya sonrasını merak ederiz. Acaba nasıl bir babaydı, çocuğu evlendiğinde nasıl olur falan... işte kitabın sonunda bunu okuduk. Sanırım devamını Yoksun kitabının sonuna saklıyoruz. Ama şöyle söyleyeyim aradan 20 yıl geçmiştir ve Adriano artık bir yetişkindir ve Alexander'ın kızı da bir yetişkindir. İkisi arasında oluşan aşka dokunuşu okumak süperdi. Aslında pek dokunuş da sayılmaz baya dalış yaptılar. Ama eminim aşk kazandı :)
Neyse çok uzatmayayım. Ben kitabı çok sevdim. Adrian zaten bir taneydi ki Adriano'yu da çok çok sevdim. Sizlere de tavsiye ederim deneyin bu seriyi.
Karton Cilt, 360 sayfa
2015 tarihinde, Postiga Yayınları tarafından yayınlandı