Doğan Hızlanın edebiyat ve dil üzerine yazılarının yer aldığı Mavi Bereli, edebiyat dünyasının 1996-2000 yılları arasındaki özeti niteliğinde. Birleşmiş Milletlerin mavi bereli askerlerinin arabulucu özelliğini edebiyatın polemiğe yatkın dünyasında kendisine yakıştıran Hızlan, kimi yazılarında artık çok uzaklara giden eski bir dostun ardından ağıt yakıyor, kimi zaman sanat adına bir endişesini ya da mutluluğunu okurlarıyla paylaşıyor. TADIMLIKKültürün Mavi Bereli NeferiMavi Bereliler, Birleşmiş Milletler Barış Gücü askerlerine verilen addır. Mavi bere, barışın, adaletin, eşitliğin simgesi gibi gelir bana. Savaş alanına gidip, düşman tarafların arasında bir tampon bölge oluşturuyorlar. Amaçları, iki tarafın birbiriyle temasını kesip savaşı durdurmak. Asker olup da militarist bir felsefeyi benimsemiyorlar. Bu yüzden de 1988 yılında Nobel Barış Ödülüne değer görüldüler. Ben de zaman zaman kendimi kültür sanat dünyasının mavi berelisi olarak görürüm. Gazete yazılarıma bu daha çok yansır. Mavi bereliler, hiçbir düşüncenin militanı değiller. Çünkü nesnel olmak görevleri. Duygularını gizlerler, her zaman mantıklarının süzgecinden geçirirler. Belki benim yazılarımın işlevi de bu. Taraf tutarken duyarlı bir terazide tarafsızlığı da gözetmek. İyiden, zevkliden, kaliteden yana olmak. Edebiyatın tartışma arenasındaki ateşi körüklemedim, ancak söndürüldükten sonra edebi gerçeklerin ortaya çıkacağına inandım. Polemiklerin lezzetine kapılmadım. Karşı tarafın da kapılmasını önledim. Tam zamanlı (full time) Mavi Bereliyim yarı zamanlı (part time) militan. Taraf tutmanın gerektiği yerde taraftar oldum. İşte bu yazıların özelliği bu, iyiden, güzelden yana taraftar olmak.
Doğan Hızlanın edebiyat ve dil üzerine yazılarının yer aldığı Mavi Bereli, edebiyat dünyasının 1996-2000 yılları arasındaki özeti niteliğinde. Birleşmiş Milletlerin mavi bereli askerlerinin arabulucu özelliğini edebiyatın polemiğe yatkın dünyasında kendisine yakıştıran Hızlan, kimi yazılarında artık çok uzaklara giden eski bir dostun ardından ağıt yakıyor, kimi zaman sanat adına bir endişesini ya da mutluluğunu okurlarıyla paylaşıyor. TADIMLIKKültürün Mavi Bereli NeferiMavi Bereliler, Birleşmiş Milletler Barış Gücü askerlerine verilen addır. Mavi bere, barışın, adaletin, eşitliğin simgesi gibi gelir bana. Savaş alanına gidip, düşman tarafların arasında bir tampon bölge oluşturuyorlar. Amaçları, iki tarafın birbiriyle temasını kesip savaşı durdurmak. Asker olup da militarist bir felsefeyi benimsemiyorlar. Bu yüzden de 1988 yılında Nobel Barış Ödülüne değer görüldüler. Ben de zaman zaman kendimi kültür sanat dünyasının mavi berelisi olarak görürüm. Gazete yazılarıma bu daha çok yansır. Mavi bereliler, hiçbir düşüncenin militanı değiller. Çünkü nesnel olmak görevleri. Duygularını gizlerler, her zaman mantıklarının süzgecinden geçirirler. Belki benim yazılarımın işlevi de bu. Taraf tutarken duyarlı bir terazide tarafsızlığı da gözetmek. İyiden, zevkliden, kaliteden yana olmak. Edebiyatın tartışma arenasındaki ateşi körüklemedim, ancak söndürüldükten sonra edebi gerçeklerin ortaya çıkacağına inandım. Polemiklerin lezzetine kapılmadım. Karşı tarafın da kapılmasını önledim. Tam... tümünü göster