Meleklerle omuz omuza, Allaha iman etmeyi her şeyin üstünde tutmak ve bu mutlak hakikatten hareketle insanlara söyleyecek bir çift sözü olmak tabirine denk düşen bir muhtevaya sahip. Boş lakırtılara değil, söze iltifat eden ve dava diye bir kutsalı olan kimselerin başucu kitabı olacaktır bu eser. Umuyor ve diliyorum ki zihinlerde şimşekler çakmasına neden olacak bu kitap, yitiğini arayan gönül ehlinin el feneri olur. Nihat Nasır
******
İmam-ı Azam (Rh.A.) ders halkasında talebeleriyle birlikteyken aniden bir adam dalar içeriye ve pür telaş: Ey İmam, senin mallarını taşıyan gemi batmış!.. diye adeta avaz avaz bağırır...Herkes üzüntüyle İmama doğru dönmüş... İmam biraz duralamış ve ardından; Elhamdülillah! demiş... Derse devam etmişler. Az sonra aynı şahıs bu kez bir öncekine göre daha seri ve heyecanlı bir şekilde dalmış içeriye: Ey İmam, haber yanlışmış, seni mallarını taşıyan gemi batmamış!.. diye bu kez sevinçle ünlemiş. Az önceki habere üzülen talebeler bu yeni bilgiden ötürü rahatlamış bir şekilde İmama doğru dönmüşler. İmam yine azıcık duralamış ve bir kez daha; Elhamdülillah! demiş... Birbirinin tam zıddı iki ayrı hadiseye, birbirinin aynı olan benzer tepkileri hiç kimse anlayamamış tabii olarak. İçlerinden birisi cesaret edip sormuş İmama: Ey İmam, önce gemi battı, malların gitti haberine Elhamdülillah! dedin, ardından gemi batmamış ve malların sağlam haberine de Elhamdülillah! dedin... Bu nasıl iştir Allah aşkına?!. İmam, o büyük insan tebessüm etmiş bu soru üzerine ve şöyle cevaplamış: Birinci haber geldiğinde kalbimi yokladım. Acaba üzüntü var mı, diye. Baktım yoktu, şükrettim bu duruma. Sonra ikinci haber geldi. Yine yokladım kalbimi, seviniyor muyum diye. Sevinçten de eser yoktu ve bu hal şükür gerektiriyordu, ben de şükrettim!.. Yunus Emrenin Ne varlığa sevinirim/ Ne yokluğa yerinirim... dizelerindeki iman kavrayışının o büyük insanın hayatında somutlaşmasından ibaret olan bu hadise, eminim ki sizlerin de tüylerinizi diken diken etmiştir. Biliyorum, iman işte budur! diyorsunuz ve ben de size bütün kalbimle katılıyorum. İmamın, o büyük insanın iman telakkisinin bir şulesini, bir yansımasını görmek mümkündür, Hakan Albayrakın iman kavrayışında. Meleklerle Omuz Omuza isimli bu kitabı anlamlı kılan, onu değerli yapan ve örnek gösterilmesini sağlayan, işte bu iman kavrayışıdır! Hakan Albayrak bu kitaba önsöz yazmamı istediğinde bundan büyük bir onur duydum açıkçası. Bu değerli kitaba önsöz yazmak fikri, bütün eksiklikleriyle ve günahlarıyla birlikte bu fakirin, hayatını anlamlı kılan sahici iman kavrayışını öne çıkardığı için, doğrusu büyük bir heyecan duymasına yeter de artardı bile. Açık söylemek gerekirse ömrümdeki en rahat yazılardan birisini yazıyorum. Üzerinde uzun uzadıya düşünmek gibi bir handikap, cümleleri yazarken hangi kelimelere müracaat edeceğim yönünde bir sıkıntım yok. Zira bu kitap hakkında bir çift söz etmek, hayatının merkezine imanı koymuş bir adamın, Huda bes/ Baki heves düsturunu iliklerine kadar yaşayarak imanı öne çıkarıp gerisine laf-ü güzaf muamelesi yapan bir adamın, rasyonalite saçmalığına prim vermeyen, objektivite yanılsamasına düşmeyen, hülasa bir Müslümanın nasıl iman etmesi gerekiyorsa öyle iman eden bir dava adamının, bu inancını gözler önüne seren kitabı hakkında yazmak, benim açımdan gürül gürül çağlayan bir heyecan şelalesinin önünde durup onu zevkle seyretmekten farksız!.. Meleklerle Omuz Omuza işte böyle bir kitap! Kitap içeriğindeki hangi konuyu öne çıkarırsam çıkarayım, karşımda bu iman kavrayışını buldum. Bundan sonrası için yapılacak tek şey, bu iman telakkisini öne çıkarmaktı ve ben de öyle yaptım. Bu telakki neden çok önemlidir?!. Önemlidir çünkü imanın neredeyse mikroskobun altına konduğu bir devirde yaşıyoruz. Her şey maddeyle ölçülüp maddeyle tartılıyor. İman etme iddiasındaki insanlar, Lahavle vela Kuvvet İlla Billah inancından kopup, kadir-i mutlak (?!) başka güçler olduğu vehmine kapılmış. Bu bir kalbî hastalıktır ve Müslümanların bu afetten biran önce kurtulmaları şart! Hakan Albayrak bu kitapta gülü gül ile tartıp, gül ile ölçmeyi öneriyor. Gülün, yani Efendimizin (S.A.V.), yani Kuran-ı Azimüş Şanın yegâne belirleyici olması gerektiğini söylüyor ve inanan insanlara, meseleye bu vecheden bakmalarını tavsiye ediyor. Hatta tavsiyeyi aşıp biraz da serzenişte bulunuyor, çok haklı olarak! Meleklerle Omuz Omuza; Allaha iman etmeyi her şeyin üstünde tutmak ve bu mutlak hakikatten hareketle insanlara söyleyecek bir çift sözü olmak tabirine denk düşen bir muhtevaya sahip. Boş lakırdılara değil, söze iltifat eden ve dava diye bir kutsalı olan kimselerin başucu kitabı olacaktır bu eser. Umuyor ve diliyorum ki, zihinlerde şimşekler çakmasına neden olacak bu kitap, yitiğini arayan gönül ehlinin el feneri olur. Allah tesirini halkeylesin! Âmin!..
******
Meleklerle omuz omuza, Allaha iman etmeyi her şeyin üstünde tutmak ve bu mutlak hakikatten hareketle insanlara söyleyecek bir çift sözü olmak tabirine denk düşen bir muhtevaya sahip. Boş lakırtılara değil, söze iltifat eden ve dava diye bir kutsalı olan kimselerin başucu kitabı olacaktır bu eser. Umuyor ve diliyorum ki zihinlerde şimşekler çakmasına neden olacak bu kitap, yitiğini arayan gönül ehlinin el feneri olur. Nihat Nasır
******
İmam-ı Azam (Rh.A.) ders halkasında talebeleriyle birlikteyken aniden bir adam dalar içeriye ve pür telaş: Ey İmam, senin mallarını taşıyan gemi batmış!.. diye adeta avaz avaz bağırır...Herkes üzüntüyle İmama doğru dönmüş... İmam biraz duralamış ve ardından; Elhamdülillah! demiş... Derse devam etmişler. Az sonra aynı şahıs bu kez bir öncekine göre daha seri ve heyecanlı bir şekilde dalmış içeriye: Ey İmam, haber yanlışmış, seni mallarını taşıyan gemi batmamış!.. diye bu kez sevinçle ünlemiş. Az önceki habere üzülen talebeler bu yeni bilgiden ötürü rahatlamış bir şekilde İmama doğru dönmüşler. İmam yine azıcık duralamış ve bir kez daha; Elhamdülillah! demiş... Birbirinin tam zıddı iki ayrı hadiseye, birbirinin aynı olan benzer tepkileri hiç kimse anlayamamış tabii olarak. İçlerinden birisi cesaret edip sormuş İmama: Ey İmam, önce gemi battı, malların gitti haberine Elhamdülillah! dedin, ardından gemi batmamış ve malların sağlam haberine de Elhamdülillah! dedin... Bu nasıl iştir Allah aşkına?!. İmam, o büyük insan tebessüm etmiş bu soru... tümünü göster