İngiliz edebiyatının çağdaş yazarlarından Graham Greene'in başyapıt niteliğindeki eseri Meselenin Kalbi, savaş yılları sırasında bir sömürgede geçer. Romanın başkahramanı Scobie, savaş mağlubu Batı Afrika'da görev yapmakta olan dürüst bir komiser ve dindar bir Katoliktir. Scobie çok mutsuz olan karısını uzun bir seyahate göndermek için dürüstlüğünden ödün vererek borç almak zorunda kalır. Aldığı borç ve yaşadığı yasak aşkın ağırlığı altında ezilen, inançlarıyla yaşadıkları arasında sıkışan Scobie, bu çözümsüz sorunlarla baş etmeye çalışırken bir yıkılışa doğru sürüklenir.
"Scobie, kendi yarattığını sevecek kadar insanca duyguları olan bir Tanrı'ya inanabilirdi ancak." Romanın kahramanına ilişkin bu sözler, Katolikliği benimsemiş olan Graham Greene'in sancısını da özetlemektedir. Batı Afrika'nın her daim yağmurlu ve puslu havasını eşsiz bir resim gibi çizen yazarın bu büyük anlatısını Mîna Urgan'ın çevirisiyle sunuyoruz.
"Graham Greene'in kitaplarını ilginç kılan ve onların yıllar sonra da okunmasını sağlayacak olan, onun parlak hünerinin ve üstün sanatçılığının yanı sıra metinlerindeki ilahi tehlikenin niteliğidir."
-Anthony Burgess-
"Graham Greene kendi türünde benzersiz bir yazardı. Bilinçlilik ve endişenin yirminci yüzyıldaki son vakanüvisi olarak hatırlanacak ve okunacaktır."
-Wiliam Golding-
İngiliz edebiyatının çağdaş yazarlarından Graham Greene'in başyapıt niteliğindeki eseri Meselenin Kalbi, savaş yılları sırasında bir sömürgede geçer. Romanın başkahramanı Scobie, savaş mağlubu Batı Afrika'da görev yapmakta olan dürüst bir komiser ve dindar bir Katoliktir. Scobie çok mutsuz olan karısını uzun bir seyahate göndermek için dürüstlüğünden ödün vererek borç almak zorunda kalır. Aldığı borç ve yaşadığı yasak aşkın ağırlığı altında ezilen, inançlarıyla yaşadıkları arasında sıkışan Scobie, bu çözümsüz sorunlarla baş etmeye çalışırken bir yıkılışa doğru sürüklenir.
"Scobie, kendi yarattığını sevecek kadar insanca duyguları olan bir Tanrı'ya inanabilirdi ancak." Romanın kahramanına ilişkin bu sözler, Katolikliği benimsemiş olan Graham Greene'in sancısını da özetlemektedir. Batı Afrika'nın her daim yağmurlu ve puslu havasını eşsiz bir resim gibi çizen yazarın bu büyük anlatısını Mîna Urgan'ın çevirisiyle sunuyoruz.
"Graham Greene'in kitaplarını ilginç kılan ve onların yıllar sonra da okunmasını sağlayacak olan, onun parlak hünerinin ve üstün sanatçılığının yanı sıra metinlerindeki ilahi tehlikenin niteliğidir."
-Anthony Burgess-
"Graham Greene kendi türünde benzersiz bir yazardı. Bilinçlilik ve endişenin yirminci yüzyıldaki son vakanüvisi olarak hatırlanacak ve okunacaktır."
-Wiliam Golding-
Ciltsiz, 319 sayfa
2011 tarihinde, İletişim Yayınları tarafından yayınlandı