Sosyal bilimler alanında yayımlanan yöntem ve araştırma tekniklerine ilişkin alışılageldik eserlerdeki temel sorun çoğunlukla; bir araştırma sırasında karşılaşılması muhtemel olan her şeyi öngördükleri izlenimini uyandırmaları, araştırmayı tekdüze ve birbirini sıkı sıkıya takip eden safhalar şeklinde kurgulamaları, böylece de her tür yöntemsel melezlenmeye karşı kapıyı baştan kapatıyor oluşlarıdır. Amerikan sosyolojisinin en önemli ve üretken figürlerinden Howard S. Becker’in elinizdeki eseri ise; tam tersine, bu türden bir yaratıcılığa çağrıdır -aynı zamanda çok güçlü bir zanaat savunusudur da. Ancak öyle bir zanaattır ki bu; sahadan, pratikten ve müşterek mesaiden ayrı düşünülemez. Edimi, yaptıkça; mesleği de icra ettikçe öğrenen bir zanaatkârın yetkin kendiliğindenliğini düşündürür elinizdeki kitap. İşin inceliklerini iyi bilen ve paylaşan bir usta olarak karşımıza çıkar burada Becker. Bir araştırma esnasında hangi taşların altına bakılmasının faydalı olabileceğine, hangi patikaların düzlüğe çıkarabileceğine, hangi çıkmazlardan sakınılması gerektiğine; kısacası, bir araştırmanın o kaotik gelişiminde karşılaşılan güçlüklerin üstesinden nasıl gelinebileceğine ve “düzgün” bir iş çıkarılabileceğine ilişkin püf noktalarını, akademik dilin kuruluğundan uzak fakat buram buram tecrübe kokan bir dille sunar bizlere.
Müşterek mesai, deneyim aktarımı ve zanaat: İşte bu üçlüdür; elinizdeki kitabı belki de en iyi anlatan ve ülkemiz sosyal bilim pratiklerinde de ne yazık ki en az olan...
Sosyal bilimler alanında yayımlanan yöntem ve araştırma tekniklerine ilişkin alışılageldik eserlerdeki temel sorun çoğunlukla; bir araştırma sırasında karşılaşılması muhtemel olan her şeyi öngördükleri izlenimini uyandırmaları, araştırmayı tekdüze ve birbirini sıkı sıkıya takip eden safhalar şeklinde kurgulamaları, böylece de her tür yöntemsel melezlenmeye karşı kapıyı baştan kapatıyor oluşlarıdır. Amerikan sosyolojisinin en önemli ve üretken figürlerinden Howard S. Becker’in elinizdeki eseri ise; tam tersine, bu türden bir yaratıcılığa çağrıdır -aynı zamanda çok güçlü bir zanaat savunusudur da. Ancak öyle bir zanaattır ki bu; sahadan, pratikten ve müşterek mesaiden ayrı düşünülemez. Edimi, yaptıkça; mesleği de icra ettikçe öğrenen bir zanaatkârın yetkin kendiliğindenliğini düşündürür elinizdeki kitap. İşin inceliklerini iyi bilen ve paylaşan bir usta olarak karşımıza çıkar burada Becker. Bir araştırma esnasında hangi taşların altına bakılmasının faydalı olabileceğine, hangi patikaların düzlüğe çıkarabileceğine, hangi çıkmazlardan sakınılması gerektiğine; kısacası, bir araştırmanın o kaotik gelişiminde karşılaşılan güçlüklerin üstesinden nasıl gelinebileceğine ve “düzgün” bir iş çıkarılabileceğine ilişkin püf noktalarını, akademik dilin kuruluğundan uzak fakat buram buram tecrübe kokan bir dille sunar bizlere.
Müşterek mesai, deneyim aktarımı ve zanaat: İşte bu üçlüdür; elinizdeki kitabı belki de en iyi anlatan ve ülkemiz sosyal bilim pratiklerinde de ne yazık ki en az ola... tümünü göster
Karton Cilt, 1.Baskı, 352 sayfa
15Eylül2014 tarihinde, Heretik Yayıncılık tarafından yayınlandı