Temel hak ve özgürlükleri kendi kutsal egemenliğine karşı risk olarak gören, kendi halkına her an davulcuya kaçabilecek kız muamelesi reva gören bir devlet geleneği ile karşı karşıyayız. bu gelenekten dolayı, gerçek bir demokrasi, Cumhuriyetin 80. yılında bile hala mümkün olamamaktadır. Yazara göre yaygın kanının aksine milliyetçilik, (ulusal esaret gibi özel koşullar hariç) gerçekte olumlu bir değer oluşturmamaktadır. Aksine içte halkın hak ve özgürlüklerine, dışta ise evrensel hukuka karşı yabancılaştırıcı bir işleve sahiptir Milliyetçiliğin bu niteliği, mevcut çıkar ilişkilerini korumaya yönelik temel bir ideolojik araç olarak kullanılmasını da olanaklı kılar....
Temel hak ve özgürlükleri kendi kutsal egemenliğine karşı risk olarak gören, kendi halkına her an davulcuya kaçabilecek kız muamelesi reva gören bir devlet geleneği ile karşı karşıyayız. bu gelenekten dolayı, gerçek bir demokrasi, Cumhuriyetin 80. yılında bile hala mümkün olamamaktadır. Yazara göre yaygın kanının aksine milliyetçilik, (ulusal esaret gibi özel koşullar hariç) gerçekte olumlu bir değer oluşturmamaktadır. Aksine içte halkın hak ve özgürlüklerine, dışta ise evrensel hukuka karşı yabancılaştırıcı bir işleve sahiptir Milliyetçiliğin bu niteliği, mevcut çıkar ilişkilerini korumaya yönelik temel bir ideolojik araç olarak kullanılmasını da olanaklı kılar....