Türkiyenin yaklaşık iki asırdır içinden geçmekte olduğu modernleşme sürecini farklı yönleriyle ele alan geniş bir literatür bulunmaktadır. Söz konusu süreci fikir boyutuyla ele alan, karşılaşılan düşünce sorunlarını, önemli akımları ve bu akımların etkili şahsiyetlerini kendisine konu edinen çalışmalar, bu literatürün önemli bir kısmını teşkil eder.1921 yılında Almanyada doktora tezi olarak hazırlanan Modern Türklükte Kültür Hareketi bu literatür içerisinde ayrı bir öneme sahiptir. Bu kitap, Türkiyenin modern dönemde geçirdiği zihniyet ve düşünce dönüşümünü tasvir eden orijinal bir çalışmadır. Şu ana kadar dikkatlerden kaçan bu çalışmada söz konusu süreçteki Batılı tesirler ve yerli dinamiklerin etkileşimi, edebiyat ve düşünce ilişkisi ile modern din yorumları konusunda özgün görüşler dile getirilmektedir.Gerek kitabın 1921 yılı gibi erken bir tarihte yazılması, gerekse dönemin fikir tartışmalarının içerisinde yer almış, ancak ideolojik bir tarafgirlikle değil, soğukkanlı bir yaklaşımla hareket eden bir yazara ait olması, onu ayrıcalıklı kılmaktadır. Bu özelliklerini göz önünde tutarak eserin, modern Türk düşünce tarihi çalışmalarının ilk örneklerinden biri olarak kabul edilmesi gerektiği aşikârdır.
Türkiyenin yaklaşık iki asırdır içinden geçmekte olduğu modernleşme sürecini farklı yönleriyle ele alan geniş bir literatür bulunmaktadır. Söz konusu süreci fikir boyutuyla ele alan, karşılaşılan düşünce sorunlarını, önemli akımları ve bu akımların etkili şahsiyetlerini kendisine konu edinen çalışmalar, bu literatürün önemli bir kısmını teşkil eder.1921 yılında Almanyada doktora tezi olarak hazırlanan Modern Türklükte Kültür Hareketi bu literatür içerisinde ayrı bir öneme sahiptir. Bu kitap, Türkiyenin modern dönemde geçirdiği zihniyet ve düşünce dönüşümünü tasvir eden orijinal bir çalışmadır. Şu ana kadar dikkatlerden kaçan bu çalışmada söz konusu süreçteki Batılı tesirler ve yerli dinamiklerin etkileşimi, edebiyat ve düşünce ilişkisi ile modern din yorumları konusunda özgün görüşler dile getirilmektedir.Gerek kitabın 1921 yılı gibi erken bir tarihte yazılması, gerekse dönemin fikir tartışmalarının içerisinde yer almış, ancak ideolojik bir tarafgirlikle değil, soğukkanlı bir yaklaşımla hareket eden bir yazara ait olması, onu ayrıcalıklı kılmaktadır. Bu özelliklerini göz önünde tutarak eserin, modern Türk düşünce tarihi çalışmalarının ilk örneklerinden biri olarak kabul edilmesi gerektiği aşikârdır.