Sosyal bilimcilerin seçtikleri konular, içinde yaşadıkları toplumsal tarihten ve buna gösterdikleri kişisel duyarlılıklardan bağımsız değildir. C. Wright Millsin kavramsallaştırmasıyla sosyolojik tasavvur, toplumsal konularla kişisel tarih arasında bir köprü kurabilme sanatıdır. Başka bir deyişle, bireysel duyarlılıklarımızla toplumsal rahatsızlıklarımızı ilintilendirdiğimiz ölçüde yaşadığımız tarihe nüfuz etmeye çalışırız...Bugünden geriye doğru yeniden değerlendirdiğimde, Mühendisler ve İdeolojinin, bireysel entelektüel oluşumum ile toplumsal tarih arasındaki kâh kesişme kâh çekişme noktaları üzerine kurulu olduğunun daha fazla farkına varıyorum. Mühendisleri anlamak sanki toplumsal dönüşümün haritasını çizmenin ipuçlarını veriyordu. Türkiyede modernleşme hareketlerini şekillendiren pozitivist geleneğin ağırlığı; solcu düşüncenin toplumsal mühendisliğe öykünmesi; liberal siyasetin mühendis pragmatizmiyle siyasete damgasını vurması; İslamcı hareketin içinde yer alan mühendis kadroları; yani yakın tarihimizin tüm önemli kırılmalarına mühendis optiğinden bakmanın bize toplumsal hayatımıza ilişkin yeni bir okuma, yeni bir perspektif kazandıracağını söyleyebiliriz. Mühendisler ve İdeoloji, özellikle pozitivizmin modernleşme tarihimizdeki yerini ve 1970-1980 arasında şekillenen sol ideoloji ve toplumsal mühendislik arasındaki ilişkileri inceliyor.
Sosyal bilimcilerin seçtikleri konular, içinde yaşadıkları toplumsal tarihten ve buna gösterdikleri kişisel duyarlılıklardan bağımsız değildir. C. Wright Millsin kavramsallaştırmasıyla sosyolojik tasavvur, toplumsal konularla kişisel tarih arasında bir köprü kurabilme sanatıdır. Başka bir deyişle, bireysel duyarlılıklarımızla toplumsal rahatsızlıklarımızı ilintilendirdiğimiz ölçüde yaşadığımız tarihe nüfuz etmeye çalışırız...Bugünden geriye doğru yeniden değerlendirdiğimde, Mühendisler ve İdeolojinin, bireysel entelektüel oluşumum ile toplumsal tarih arasındaki kâh kesişme kâh çekişme noktaları üzerine kurulu olduğunun daha fazla farkına varıyorum. Mühendisleri anlamak sanki toplumsal dönüşümün haritasını çizmenin ipuçlarını veriyordu. Türkiyede modernleşme hareketlerini şekillendiren pozitivist geleneğin ağırlığı; solcu düşüncenin toplumsal mühendisliğe öykünmesi; liberal siyasetin mühendis pragmatizmiyle siyasete damgasını vurması; İslamcı hareketin içinde yer alan mühendis kadroları; yani yakın tarihimizin tüm önemli kırılmalarına mühendis optiğinden bakmanın bize toplumsal hayatımıza ilişkin yeni bir okuma, yeni bir perspektif kazandıracağını söyleyebiliriz. Mühendisler ve İdeoloji, özellikle pozitivizmin modernleşme tarihimizdeki yerini ve 1970-1980 arasında şekillenen sol ideoloji ve toplumsal mühendislik arasındaki ilişkileri inceliyor.
mümkün olduğunca çok okurla buluşmasını temenni ettiğim kitap.
anlamayı öğretiyor.
191 sayfa