Vakıamda bir meleğin beyaz bir nurla beraber bana geldiğini gördüm. Bu sanki güneş ışığından bir parçaydı. Bu nedir? diye sordum. Bana şöyle cevap verildi: Bu Eş-Şuara suresidir. Onu yuttum ve o zaman sanki bir tüy göğsümden boğazıma, boğazımdan da ağzıma çıkıyormuş gibi hissettim. Bu, başı, dili, gözleri ve dudakları olan bir hayvandı. Başı Meşrık ve Mağrib ufuklarını kaplayıncaya kadar genişledi, sonra yeniden küçüldü ve göğsüme geri döndü. O zaman bildim ki sözüm Meşrıka da Mağribe de ulaşacak.
Bu rüya sadık çıkmış ve İbn Arabinin söylediği gibi olmuştur. Şeyh-i Ekberin vefatını takip eden asırlar boyunca Ekberî irfan sürekli yayılmış, genellikle birbirinden müstakil silsilelerle ve sessiz sedasız nakledilmiş, en uzak ülkelere kadar ulaşarak Doğuyu ve Batıyı kaplamıştır.
Dünyanın saygın İbn Arabi uzmanlarından Claude Addasın bu eseri, Şeyh-i Ekber hakkında yazılmış en kapsamlı biyografik çalışmadır.
Vakıamda bir meleğin beyaz bir nurla beraber bana geldiğini gördüm. Bu sanki güneş ışığından bir parçaydı. Bu nedir? diye sordum. Bana şöyle cevap verildi: Bu Eş-Şuara suresidir. Onu yuttum ve o zaman sanki bir tüy göğsümden boğazıma, boğazımdan da ağzıma çıkıyormuş gibi hissettim. Bu, başı, dili, gözleri ve dudakları olan bir hayvandı. Başı Meşrık ve Mağrib ufuklarını kaplayıncaya kadar genişledi, sonra yeniden küçüldü ve göğsüme geri döndü. O zaman bildim ki sözüm Meşrıka da Mağribe de ulaşacak.
Bu rüya sadık çıkmış ve İbn Arabinin söylediği gibi olmuştur. Şeyh-i Ekberin vefatını takip eden asırlar boyunca Ekberî irfan sürekli yayılmış, genellikle birbirinden müstakil silsilelerle ve sessiz sedasız nakledilmiş, en uzak ülkelere kadar ulaşarak Doğuyu ve Batıyı kaplamıştır.
Dünyanın saygın İbn Arabi uzmanlarından Claude Addasın bu eseri, Şeyh-i Ekber hakkında yazılmış en kapsamlı biyografik çalışmadır.