Genç Türkiye Cumhuriyeti'nin kabuk değiştirdiği yıllarda bu değişimi en yakından gözlemleme imkânı bulmuş, hatta değişimin erkek figürleri arasında kendine yer açmayı başarmış bir kadın Ayşe Leman Karaosmanoğlu... Bir paşa kızı, siyasetçi kardeşi ve sefir eşi. Bahar Gökpınar, döneminin önemli siyasi figürlerinden biri olan yazar Yakup Kadri Karaosmanoğlu'nun eşi Leman Hanım'ın özel arşivini feminist biyografi kurgusuyla gün ışığına çıkarıyor. Biyografi yazımının sorunlarının ve biyograf ile nesnesi arasındaki karmaşık ilişkinin getirdiği engelleri gözettiği çalışmasını, nesnesinden yola çıkıp kendisine varan bir çizgide kurgulayarak, onu diğer biyografilerden farklı bir yere taşıyor. Leman Hanım'ın sosyal çevresinin yanı sıra Yakup Kadri ile olan ilişkisini de gerek fotoğraflar gerek mektuplar vasıtasıyla görünür kılan Gökpınar, feminist bakış açısını kaybetmeden bugüne kadar dillendirilmemiş bir yaşam hikâyesi anlatıyor. Hayatındaki önemli erkek figürler arasında çoğunlukla arka planda durmayı ve müphem kalmayı tercih eden, Yakup Kadri'nin "aziz rakibem" dediği bir kadını, geride bıraktığı mirası üzerinden anlamlandırmaya çalışıyor. Bunu yaparken Leman Hanım'ın sadece tarihsel bir özne olarak konumuna değil, kadın kimliğine de ışık tutuyor. Bu sayede Leman Hanım'ın doksan altı yıllık ömrüne sığdırdığı anılarını, özenle biriktirdiği mahreminde izleyerek, okura dönemin sosyo-kültürel tarihinden de önemli kareler aktarıyor.
Genç Türkiye Cumhuriyeti'nin kabuk değiştirdiği yıllarda bu değişimi en yakından gözlemleme imkânı bulmuş, hatta değişimin erkek figürleri arasında kendine yer açmayı başarmış bir kadın Ayşe Leman Karaosmanoğlu... Bir paşa kızı, siyasetçi kardeşi ve sefir eşi. Bahar Gökpınar, döneminin önemli siyasi figürlerinden biri olan yazar Yakup Kadri Karaosmanoğlu'nun eşi Leman Hanım'ın özel arşivini feminist biyografi kurgusuyla gün ışığına çıkarıyor. Biyografi yazımının sorunlarının ve biyograf ile nesnesi arasındaki karmaşık ilişkinin getirdiği engelleri gözettiği çalışmasını, nesnesinden yola çıkıp kendisine varan bir çizgide kurgulayarak, onu diğer biyografilerden farklı bir yere taşıyor. Leman Hanım'ın sosyal çevresinin yanı sıra Yakup Kadri ile olan ilişkisini de gerek fotoğraflar gerek mektuplar vasıtasıyla görünür kılan Gökpınar, feminist bakış açısını kaybetmeden bugüne kadar dillendirilmemiş bir yaşam hikâyesi anlatıyor. Hayatındaki önemli erkek figürler arasında çoğunlukla arka planda durmayı ve müphem kalmayı tercih eden, Yakup Kadri'nin "aziz rakibem" dediği bir kadını, geride bıraktığı mirası üzerinden anlamlandırmaya çalışıyor. Bunu yaparken Leman Hanım'ın sadece tarihsel bir özne olarak konumuna değil, kadın kimliğine de ışık tutuyor. Bu sayede Leman Hanım'ın doksan altı yıllık ömrüne sığdırdığı anılarını, özenle biriktirdiği mahreminde izleyerek, okura dönemin sosyo-kültürel tarihinden de önemli kareler aktarıyor.
Karton Cilt, 144 sayfa
2015 tarihinde, İletişim tarafından yayınlandı