Kuranın ilk emri: Oku! Yaratan Rabbinin adıyla oku!Bu emri alan Resulullah (a.s.m.) okudu. Kuranı okudu, kainatı okudu.İnsanlara nasıl okunacağını öğretti. Onun verdiği dersle, asırlar boyu nice salihler, veliler, alimler, müçtehidler hep okudular.19. asrın sonlarında, ömrü okumayla ve okutmayla geçecek bir kişi dünyaya geldi. Din ilimlerinden fen ilimlerine, felsefeden fizik, kimya, matematik ve astronomi ilimlerine kadar bir çok ilmi tahsil etti. Yüzlerce kitap okudu.Eritiği ilmi seviye ve sahip olduğu harika meziyetlerle kendisine Bediüzzaman denildi. Her dönem ve şartlarını çok iyi okudu. Her dönemde, çözümsüzlüğe düşen insanlara çözüm üretti. Çareler sundu. Ümit aşıladı. Umut oldu.Çok ağır şartların ve dayanılmaz zorlukların ürünü olan Risale-i Nur, ilk ortaya çıktığı andan itibaren imana susamış gönülleri etrafında topladı. Köylüsünden kentlisine, cahilinden alimine herkes onu okudu, onu yazdı.Onu okuyanların sayısı her geçen gün arttı. Okuyan bir başkasına okutma telaşı ve gayretiyle harekete geçti. Önce Saidler, Hamzalar, Osmanlar, Tahirler, Ahmedler idi Risale-i Nuru okuyanlar. Sonra Ahmet Behçetler, Ruşdi Ubeydler, Abdulvedud Çelebiler ve daha pek çok ilim erbabı bu halkadaki yerlerini aldılar. Bediüzzamanın iki kitabı vardı: Birisi Kuran, diğeri kainat. Her ikisini de çok iyi okumuş, okuduklarını çok iyi aktarmıştı. Bu yüzden Risale-i Nur Külliyatı çok okundu, okunuyor. Ve tüm insanlık tarafından okunmaya da devam edecek.
Kuranın ilk emri: Oku! Yaratan Rabbinin adıyla oku!Bu emri alan Resulullah (a.s.m.) okudu. Kuranı okudu, kainatı okudu.İnsanlara nasıl okunacağını öğretti. Onun verdiği dersle, asırlar boyu nice salihler, veliler, alimler, müçtehidler hep okudular.19. asrın sonlarında, ömrü okumayla ve okutmayla geçecek bir kişi dünyaya geldi. Din ilimlerinden fen ilimlerine, felsefeden fizik, kimya, matematik ve astronomi ilimlerine kadar bir çok ilmi tahsil etti. Yüzlerce kitap okudu.Eritiği ilmi seviye ve sahip olduğu harika meziyetlerle kendisine Bediüzzaman denildi. Her dönem ve şartlarını çok iyi okudu. Her dönemde, çözümsüzlüğe düşen insanlara çözüm üretti. Çareler sundu. Ümit aşıladı. Umut oldu.Çok ağır şartların ve dayanılmaz zorlukların ürünü olan Risale-i Nur, ilk ortaya çıktığı andan itibaren imana susamış gönülleri etrafında topladı. Köylüsünden kentlisine, cahilinden alimine herkes onu okudu, onu yazdı.Onu okuyanların sayısı her geçen gün arttı. Okuyan bir başkasına okutma telaşı ve gayretiyle harekete geçti. Önce Saidler, Hamzalar, Osmanlar, Tahirler, Ahmedler idi Risale-i Nuru okuyanlar. Sonra Ahmet Behçetler, Ruşdi Ubeydler, Abdulvedud Çelebiler ve daha pek çok ilim erbabı bu halkadaki yerlerini aldılar. Bediüzzamanın iki kitabı vardı: Birisi Kuran, diğeri kainat. Her ikisini de çok iyi okumuş, okuduklarını çok iyi aktarmıştı. Bu yüzden Risale-i Nur Külliyatı çok okundu, okunuyor. Ve tüm insanlık tarafından okunmaya da devam edecek.