Geçtiğimiz yüzyılın en etkili düşünürlerinden Edward Said, bu sefer Batı klasik müziğinin nasıl inşa edildiğine bakıyor. Kendisi de -Adorno gibi- bizzat iyi bir piyanist olan Said, Adornonun açtığı yoldan, onun izini sürüp bazen onunla tartışarak modern müziğin ve modernitenin dinamiklerini arıyor Müzikal Nakışlarda. Müzik sadece müzik değil, Saide göre, aynı zamanda büyük bir paradigmanın, toplumsal değişkenlerin parçası. Üstelik, Beethovendan itibaren toplumsallaşmanın -ya da toplumdan kaçmanın- aracı... Klasik müziğe sonsuz sevgi duyan Edward Said, bu kitabı oluşturan üç konferansında, günümüzde pek çok kişiye uzak, soğuk ve eski gelen bu müziği sevilir kılmanın ipuçlarının, kitlesel gösterilerin gizlediği bir hazzın ve mahremiyetin peşine düşüyor -frak giymeden.
Geçtiğimiz yüzyılın en etkili düşünürlerinden Edward Said, bu sefer Batı klasik müziğinin nasıl inşa edildiğine bakıyor. Kendisi de -Adorno gibi- bizzat iyi bir piyanist olan Said, Adornonun açtığı yoldan, onun izini sürüp bazen onunla tartışarak modern müziğin ve modernitenin dinamiklerini arıyor Müzikal Nakışlarda. Müzik sadece müzik değil, Saide göre, aynı zamanda büyük bir paradigmanın, toplumsal değişkenlerin parçası. Üstelik, Beethovendan itibaren toplumsallaşmanın -ya da toplumdan kaçmanın- aracı... Klasik müziğe sonsuz sevgi duyan Edward Said, bu kitabı oluşturan üç konferansında, günümüzde pek çok kişiye uzak, soğuk ve eski gelen bu müziği sevilir kılmanın ipuçlarının, kitlesel gösterilerin gizlediği bir hazzın ve mahremiyetin peşine düşüyor -frak giymeden.