On dört yaşındayken kız kardeşi Zanayla birlikte Yemene satılan Nadia, babasının onu tatile gönderdiğini sanıp bütün çocuk saflığıyla sevinirken, birdenbire kendisinden yaşça küçük başka birisinin karısı yapılarak, o yaşta çocuk doğurmayla, her türlü ağır ev işleriyle ve dilini dahi pek bilmediği insanlara hizmet etme zorunluğuyla yüz yüze gelir.Satıldığı zaman on dört yaşında olan Nadia şimdi otuz dört yaşındadır ve çocuklarının sayısı altıyı bulmuştur. Kalbinden geçenleri yapmak istese çocuklarının elinden alınması tehdidiyle karşılaştığı için ne doğup büyüdüğü şehrine dönebilmekte, ne de annesi ve kardeşleriyle her insan gibi bir arada yaşayıp kucaklaşma şansını bulabilmektedir. Üstelik bütün arzuladığı sadece basit bir hayat sürmek ve geniş bir ailenin parçası olma duygusunu yaşamakken...Zana, yüzüne bütün kapılar kapandıktan ve çaresizlik içinde dolandırıcı ve yalancılarla baş etmek zorunda kaldıktan sonra, en azından bütün çaresizliği ve öfkesiyle haykırmaktan vazgeçmeyecektir. Zana Muhsenin Nadiaya Sözüm Var adını verdiği bu kitap, kendisi de sekiz yıl bir esir gibi yaşamış ve kamuoyunun yardımıyla kurtulma fırsatını bulmanın diyeti olarak çocuğunu geride bırakmak zorunda kalmış bir insanın, kız kardeşine verdiği sözü yerine getirmek için mücadele etmekten ve bu uğurda her türlü yola başvurmaktan kaçınmamasının, içindeki öfkeyi eline geçirdiği her vasıtayla haykırmasının hikayesidir.
On dört yaşındayken kız kardeşi Zanayla birlikte Yemene satılan Nadia, babasının onu tatile gönderdiğini sanıp bütün çocuk saflığıyla sevinirken, birdenbire kendisinden yaşça küçük başka birisinin karısı yapılarak, o yaşta çocuk doğurmayla, her türlü ağır ev işleriyle ve dilini dahi pek bilmediği insanlara hizmet etme zorunluğuyla yüz yüze gelir.Satıldığı zaman on dört yaşında olan Nadia şimdi otuz dört yaşındadır ve çocuklarının sayısı altıyı bulmuştur. Kalbinden geçenleri yapmak istese çocuklarının elinden alınması tehdidiyle karşılaştığı için ne doğup büyüdüğü şehrine dönebilmekte, ne de annesi ve kardeşleriyle her insan gibi bir arada yaşayıp kucaklaşma şansını bulabilmektedir. Üstelik bütün arzuladığı sadece basit bir hayat sürmek ve geniş bir ailenin parçası olma duygusunu yaşamakken...Zana, yüzüne bütün kapılar kapandıktan ve çaresizlik içinde dolandırıcı ve yalancılarla baş etmek zorunda kaldıktan sonra, en azından bütün çaresizliği ve öfkesiyle haykırmaktan vazgeçmeyecektir. Zana Muhsenin Nadiaya Sözüm Var adını verdiği bu kitap, kendisi de sekiz yıl bir esir gibi yaşamış ve kamuoyunun yardımıyla kurtulma fırsatını bulmanın diyeti olarak çocuğunu geride bırakmak zorunda kalmış bir insanın, kız kardeşine verdiği sözü yerine getirmek için mücadele etmekten ve bu uğurda her türlü yola başvurmaktan kaçınmamasının, içindeki öfkeyi eline geçirdiği her vasıtayla haykırmasının hikayesidir.
Yazarın ilk kitabı ''Annemi bir kez daha görebilsem''i severek ve heyecanla okudum. Cevaplanması gereken sorular ve çözümlenmesi gereken problemler vardı. İkinci bir devam kitabının olduğunu öğrenince gözlerim parladı ve hemen aldım. ikinci kitap, birinci kitabın havada kalan hiç bir sorusunu cevaplandırmadığı gibi beni boğdu. Ticari kaygılar ve maddi unsurlar için yazıldığına tamamiyle emin oldum. Açık konuşmak gerekirse, zana'nın annesinin evliliği ve ya kitabın sonunda çocukların halı üstünde ev ödevlerini yapması beni pek ilgilendirmiyor. Nadia'ya noldu kurtulabildi mi ? Şu an nasıl bir hayat sürüyor bunların hiç birinin cevabı bu kitapta yok. Arap kadın ve erkekleri canavar olarak lanse edilmiş, ha o toplumdan pek haz etmesemde, bu tarz canavarlaştırılmalarına da kusura bakmasın karşıyım. Hiç bir çocuk kundağındayken iyi bir insan mı yoksa kötü mü olacağı bilinmez. Tekrar altını çizerek belirtmek gerekirse, birinci kitabın baskısından iyi gelir sağlayan, yazarın ikinci kitaptanda bu başarıyı sağlamayı ummasıyla yazdığı kitap.
304 sayfa