New York Times çoksatar yazarı Anna Banks, Neptune Vârisi ile, Emma ve Galen’ın hikâyesini soluk soluğa bir macerayla sonlandırıyor.
Yarı insan yarı Syrenalı Emma ile Syrenalı aşkı Galen’ın birlikte vakit geçirmeye ihtiyaçları vardı. Yalnız. Baş başa. Poseidon ve Triton Krallıkları’ndan uzakta.
Emma’nın büyükbabası ve Poseidon Kralı Antonis, ikiliye küçük bir kasaba olan Neptune’e gitmelerini tavsiye etti. Ancak Neptune küçük bir kasabadan çok daha fazlasıydı; Syrenalılar’a ve melezlere birlikte ev sahipliği yapıyordu. Melezler ve insanlar, bu kasabada Syrenalılar tarafından dışlanmıyordu.
Emma ve Galen, tatil için geldikleri bu kasabada kendilerini büyük bir beklentinin odağında buldular: Neptune’lüler okyanus sakinleri ile barış yapmak ve açık denizlerden paylarını almak istiyorlardı. Dahası Emma’ya olan ilgisini gizlemek için hiç çaba sarf etmeyen Neptune’lü melez Reed, Galen’in sabrını fena halde zorluyordu. Reed Emma’ya Galen’in asla sunamadıklarını sunabilir miydi? Emma ve Galen, sadece okyanus krallıklarını değil aşklarını da tehdit eden bu güç savaşından yara almadan ve de birlikte çıkabilecekler miydi?
New York Times çoksatar yazarı Anna Banks, Neptune Vârisi ile, Emma ve Galen’ın hikâyesini soluk soluğa bir macerayla sonlandırıyor.
Yarı insan yarı Syrenalı Emma ile Syrenalı aşkı Galen’ın birlikte vakit geçirmeye ihtiyaçları vardı. Yalnız. Baş başa. Poseidon ve Triton Krallıkları’ndan uzakta.
Emma’nın büyükbabası ve Poseidon Kralı Antonis, ikiliye küçük bir kasaba olan Neptune’e gitmelerini tavsiye etti. Ancak Neptune küçük bir kasabadan çok daha fazlasıydı; Syrenalılar’a ve melezlere birlikte ev sahipliği yapıyordu. Melezler ve insanlar, bu kasabada Syrenalılar tarafından dışlanmıyordu.
Emma ve Galen, tatil için geldikleri bu kasabada kendilerini büyük bir beklentinin odağında buldular: Neptune’lüler okyanus sakinleri ile barış yapmak ve açık denizlerden paylarını almak istiyorlardı. Dahası Emma’ya olan ilgisini gizlemek için hiç çaba sarf etmeyen Neptune’lü melez Reed, Galen’in sabrını fena halde zorluyordu. Reed Emma’ya Galen’in asla sunamadıklarını sunabilir miydi? Emma ve Galen, sadece okyanus krallıklarını değil aşklarını da tehdit eden bu güç savaşından yara almadan ve de birlikte çıkabilecekler miydi?
Eveeeetttt benim için uzun bir aradan sonra yeni yorumumla geldim. Serinin son kitabını çok merak ettiğim için çıktığı gibi aldığım halde ve kitabı okuduğum neredeyse iki hafta olmasına rağmen yorumuma ancak yeni sıra geldi. (KPSS sağolsun!..) Serinin ikinci kitabı büyük mücadelenin sonunda dostları Racheli kaybederek sonlanmıştı ve üçüncü kitapta Syrenalı Galen’in kaybettiği dostunun yasını dışarıya belli etmemek için sevdiği yarı Syrenalı Emma ile baş başa bir yerlere kaçmanın yollarını aramasıyla başlıyor. Bunu fırsat gören Poseidon Kralı Antonis ise Emma’ya küçük bir kasaba ola Neptune ‘e gitmelerini öneriyor. Tabi ne oluyorsa da orada oluyor.
Neptune kasabasında, insanlar, Syrenalılar ve Emma gibi bir çok melez yaşıyor ve bu kasabanın varlığından ise çoğu kişinin haberi yok. Emma ve Galen, tatil için geldikleri bu kasabada kendilerini büyük bir beklentinin odağında buluyorlar: Neptune’lüler okyanus sakinleri ile barış yapmak ve açık denizlerden paylarını almak istiyorlardı. Dahası Emma’ya olan ilgisini gizlemek için hiç çaba sarf etmeyen Neptune’lü melez Reed, Galen’in sabrını fena halde zorluyor (tabii benim de sabrımı zorladı dersem yeridir). Neptune’lü halkın arasında iyisi olduğu kadar kötüsü de var. Onlar ise savaş istiyor.İkinci kitapta Syrenalı Jagen ve Paca’nın sebep olduğu karışıklığın arkasındakiler şimdi de Galen ile Emma’yı kullanarak yarım kalan işlerini tamamlamaya çalışıyorlar. Bu kitapta Emma’ya çok kızdığım yerler oldu, hatta Galeni hak etmediğini bile düşündüm hala düşünüyorum. Bu seriyi de severek tamamladım. Yayınevinin bu seriyi fazla bekletmeden çıkardığı teşekkür ederim ama bir de diğer serilerine aynı özeni gösterirse daha çok mutlu olurum (sitemimi de sıkıştırayım dedim araya).
alıntı:
Galen’in ateşe yardımcı olmadığını fark ettim. Hipnotize olmuş gibi uzun uzun ateşi seyretti. Ateşi izlediği birkaç dakika boyunca ben de onu izledim. O yüzden de kafasını kaldırdığı anı yakaladım. Ve bakışlarından ürktüm.
Aniden, ateşin çevresinden dönüp önümde durdu ve delici bakışlarını üzerime dikti. Bakışlarında gizlenen büyük bir acı ve çekingenlik gizliydi. Onu rahatsız eden bir şeyler vardı. Ve konu benimle ilgili olmalıydı. “Seninle konuşmak istiyorum Emma. Yalnız.”
344 sayfa
2017 tarihinde, Dex Kitap tarafından yayınlandı