Nereyesun Karadeniz?

SÜRMENEDEN İSTANBULA YOL GİDER... Karadenizli bir ailenin, Devranoğlu ailesinin yaşamı ve ilişkileri üzerinden toplumumuzdaki değişim ve dönüşümün yanı sıra yozlaşmanın ve çürümenin de ele alındığı bu romanda bazen hüzünlenecek, bazen neşelenecek, bazen sabredemeyip merakla sonraki sayfaları karıştıracak, bazen de düşüncelere dalıp gideceksiniz... Karadenizin kendine özgü kültürel yapısı ve gelenekleri içinde renkli, canlı bir şekilde aktarılan olaylar, çizilen portreler çok gerçekçi; ailenin güçlü kadını, anne Saime, sert görünümlü müşfik baba Durmuş tipik birer Karadeniz insanı olarak, biri okumaya, diğeri çalışmaya İstanbula giden çocuklarının dertleriyle uğraşıyorlar. Üniversiteye giden büyük oğulları Kemal devrimci olurken, çalışmaya giden küçük oğulları Derman ise Sürmenenin Sargona köyündeki saflığını, temizliğini korumak için hayli direnecektir ama İstanbulla başa çıkmak kolay değildir. Kendisi de Karadenizli olan Hilmi Alişanoğlu, daha önceki kitaplarında olduğu gibi, yine iyi bildiği şeyleri, hatta doğrudan yaşadıklarını, gördüklerini anlatırken aslında son zamanlarda dünyada tartışılan çok önemli bir sorunu ele alıyor: Dünyaya açılmaya, evrensel uygarlık ölçütlerini ve değerlerini yakalamaya itiraz edilmez herhalde ama bu arada neler kaybediliyor? Ya da böyle bir insanlık serüveni içinde ilerlerken yerel kültürler ve kimlikler ne olacak, kimi değerler nasıl korunup evrensel zenginliğin bir parçası, insanlığın bir kazanımı haline gelecek?

SÜRMENEDEN İSTANBULA YOL GİDER... Karadenizli bir ailenin, Devranoğlu ailesinin yaşamı ve ilişkileri üzerinden toplumumuzdaki değişim ve dönüşümün yanı sıra yozlaşmanın ve çürümenin de ele alındığı bu romanda bazen hüzünlenecek, bazen neşelenecek, bazen sabredemeyip merakla sonraki sayfaları karıştıracak, bazen de düşüncelere dalıp gideceksiniz... Karadenizin kendine özgü kültürel yapısı ve gelenekleri içinde renkli, canlı bir şekilde aktarılan olaylar, çizilen portreler çok gerçekçi; ailenin güçlü kadını, anne Saime, sert görünümlü müşfik baba Durmuş tipik birer Karadeniz insanı olarak, biri okumaya, diğeri çalışmaya İstanbula giden çocuklarının dertleriyle uğraşıyorlar. Üniversiteye giden büyük oğulları Kemal devrimci olurken, çalışmaya giden küçük oğulları Derman ise Sürmenenin Sargona köyündeki saflığını, temizliğini korumak için hayli direnecektir ama İstanbulla başa çıkmak kolay değildir. Kendisi de Karadenizli olan Hilmi Alişanoğlu, daha önceki kitaplarında olduğu gibi, yine iyi bildiği şeyleri, hatta doğrudan yaşadıklarını, gördüklerini anlatırken aslında son zamanlarda dünyada tartışılan çok önemli bir sorunu ele alıyor: Dünyaya açılmaya, evrensel uygarlık ölçütlerini ve değerlerini yakalamaya itiraz edilmez herhalde ama bu arada neler kaybediliyor? Ya da böyle bir insanlık serüveni içinde ilerlerken yerel kültürler ve kimlikler ne olacak, kimi değerler nasıl korunup evrensel zenginliğin bir parçası, insanlığın bir kazanımı haline gelecek?


Değerlendirmeler

değerlendirme
Filtrelere göre değerlendirme bulunamadı

Baskı Bilgileri



ISBN
9789756154182

Etiketler: çağdaş roman

Şu An Okuyanlar

Şu anda kimse okumuyor.

Okumuşlar

Okumuş kimse bulunamadı.

Okumak İsteyenler

Okumak isteyen bulunamadı.

Takas Verenler

Takas veren bulunamadı.
Puan : hepsi | 1 | 2 | 3 | 4 | 5 | 6 | 7 | 8 | 9 | 10
Değerlendirme Zamanı: en yeni | en eski