Editör: Ayça Sabuncuoğlu
Ortaçağ Alman yazınının başyapıtlarından ve Avrupa kültürünün temel taşlarından biri olan Nibelunglar Destanı, Türkçede ilk kez tam metin halinde yayınlandı. Destan, bize ulaşan metniyle, tıpkı İlyadayı yazan rhapsod (türkü dikicisi), Bey konaklarında ağırlanan saz çalıcı ozan gibi biri tarafından 1200lü yıllarda üretilmiş. Adı bilinmeyen bu kişinin, bugünkü Avusturya topraklarında bulunan sarayların, şatoların birinden ötekine gidip gelen bir ozan olduğu sanılıyor.Günümüze ulaşmış, özgün metni içerdiği kabul edilen elyazmaları, Orta Yüksek Almancayla kaleme alınmış. Çevirmen Bilge Umar da, hem bu metinden günümüz Almancasına Felix Genzmerin yaptığı çeviriyi, hem de yine aynı metinden İngilizceye A. T. Hattonun düzyazı biçiminde yaptığı çeviriyi esas aldı. TADIMLIK1103 Siegmund öptü Kriemhildi; onun gelmek istemediğini görüp Kararlılığını anlayınca hüzün dolu bir sesle şöyle dedi: Yurda dönüyoruz içimiz mutsuz, Ancak şimdi anlıyorum, gönlümü bürüyen tasanın nice yaman olduğunu.1104 At sırtında yol aldı Nibelunglar Wormsdan Ren boyunca akıntı aşağıya. Önceleri yoktu yanlarında koruma birliği; Güvendiler kendi yiğitliklerine kendilerini savunmak için Bir düşmanlıkla karşılaşma hâlinde. Gözüpek Nibelungların kendi bilekleri koruyacaktı bu erleri.1105 Hiç kimseden destur istemediler ayrılıp gitmek için. Derken gördüler Gernot ile Giselherin kendilerine doğru dostça geldiğini; Her iki yiğit açıkladı onlara Uğradıkları kayıptan dolayı içlerinde duydukları üzüntüyü.1106 Nezaketle konuştu gözüpek Gernot: Gökteki Tanrı biliyor ya, hiçbir günahım yok Siegfriedin öldürülmesinde; Burada kim idi onun düşmanı, duymuş bile değilim, İçten yanıyorum onun ölümüne.1107 Genç Giselher, yanlarına koruyucu birlik verdi. Özenle sağladı onların güvenliğini, götürdü onları ülke sınırına, Hatta yoldaşlık etti bahadırlara Alçak Ülkeye kadar; Kimse yoktu orada Siegfriedin hısımlarından yas içinde olmayan. 1108 Nasıl geçti yaşamları daha sonra, bilmiyorum orasını; Bildiğim şu ki, uzakta hiç bitmedi Kriemhildin ağlayıp sızlaması; Kimse teselli veremedi onun yüreğine Temiz yürekli, vefalı Giselherden başka.1109 Dilber Brünhild oturup durdu tahtında azametle; Kriemhildin ağlaması hiç umurunda olmadı, Hiç içinden gelmedi bir daha, ona sevgi göstermek; Ama gün geldi Kriemhild Hatun da katlanılmaz acı verdi ona.
Editör: Ayça Sabuncuoğlu
Ortaçağ Alman yazınının başyapıtlarından ve Avrupa kültürünün temel taşlarından biri olan Nibelunglar Destanı, Türkçede ilk kez tam metin halinde yayınlandı. Destan, bize ulaşan metniyle, tıpkı İlyadayı yazan rhapsod (türkü dikicisi), Bey konaklarında ağırlanan saz çalıcı ozan gibi biri tarafından 1200lü yıllarda üretilmiş. Adı bilinmeyen bu kişinin, bugünkü Avusturya topraklarında bulunan sarayların, şatoların birinden ötekine gidip gelen bir ozan olduğu sanılıyor.Günümüze ulaşmış, özgün metni içerdiği kabul edilen elyazmaları, Orta Yüksek Almancayla kaleme alınmış. Çevirmen Bilge Umar da, hem bu metinden günümüz Almancasına Felix Genzmerin yaptığı çeviriyi, hem de yine aynı metinden İngilizceye A. T. Hattonun düzyazı biçiminde yaptığı çeviriyi esas aldı. TADIMLIK1103 Siegmund öptü Kriemhildi; onun gelmek istemediğini görüp Kararlılığını anlayınca hüzün dolu bir sesle şöyle dedi: Yurda dönüyoruz içimiz mutsuz, Ancak şimdi anlıyorum, gönlümü bürüyen tasanın nice yaman olduğunu.1104 At sırtında yol aldı Nibelunglar Wormsdan Ren boyunca akıntı aşağıya. Önceleri yoktu yanlarında koruma birliği; Güvendiler kendi yiğitliklerine kendilerini savunmak için Bir düşmanlıkla karşılaşma hâlinde. Gözüpek Nibelungların kendi bilekleri koruyacaktı bu erleri.1105 Hiç kimseden destur istemediler ayrılıp gitmek için. ... tümünü göster
Karton Cilt, 478 sayfa
2001 tarihinde, Yapı Kredi Yayınları tarafından yayınlandı