Nietzsche Sustuğunda

Mehmet Uğurun yazdıkları alışıldık öykü, roman, deneme, anlatı formlarının anlatıcısından farklı bir düzlemden sesleniyor. Bir kurgunun anlatıcısı olarak konuşmuyor. Dilin anlatım biçimlerini, biçimsel alışkanlıklarını kullanma teknikleriyle belirlenmiş insan zihninin özne nesne ayrışmasına uğramış düşleminden uyanışının bir dramatiği olarak okunabilir.
Herakleitosdan Parmanidese, Platona, Hint ve Çin felsefelerinin (Buda, Zen) özne nesne ayrışmasına uğramış zihnin sanı (doksa) yapılanmalarından çözünebilmeyi insanın düşünsel olgunlaşmasının nihai hedefi olarak sezmiş bir insanın dramatiği Sokratesinkine benzemek zorunda olmasa da dramatik bir iç benzerliği hep paylaşır. Sanılarla belirlenmiş insanın kültür ve tarihsel bağlamında hakikat sezgisinin uyanışının bir kaderi, dramatik açılımı söz konusu bu metinlerde.
Hakikat sorununun merkez olduğu bir anlatıda yazarın, okurun metinle, düşünle ilişkisi de problematiktir. Yazar, okur, metin, roman, deneme, dil... Artık bu kavramların yerleşik anlamları üzerinden seslenmez insan duyarlığına. Hakikat sezgisinin ifadesine dolayım oluşturan bir metinde bu ayrımlar birbirine dönüşen ve birbirini dönüştüren bir ortam oluşturur, çağrıyla karşılığın içinde birlikte yankılandığı...

Mehmet Uğurun yazdıkları alışıldık öykü, roman, deneme, anlatı formlarının anlatıcısından farklı bir düzlemden sesleniyor. Bir kurgunun anlatıcısı olarak konuşmuyor. Dilin anlatım biçimlerini, biçimsel alışkanlıklarını kullanma teknikleriyle belirlenmiş insan zihninin özne nesne ayrışmasına uğramış düşleminden uyanışının bir dramatiği olarak okunabilir.
Herakleitosdan Parmanidese, Platona, Hint ve Çin felsefelerinin (Buda, Zen) özne nesne ayrışmasına uğramış zihnin sanı (doksa) yapılanmalarından çözünebilmeyi insanın düşünsel olgunlaşmasının nihai hedefi olarak sezmiş bir insanın dramatiği Sokratesinkine benzemek zorunda olmasa da dramatik bir iç benzerliği hep paylaşır. Sanılarla belirlenmiş insanın kültür ve tarihsel bağlamında hakikat sezgisinin uyanışının bir kaderi, dramatik açılımı söz konusu bu metinlerde.
Hakikat sorununun merkez olduğu bir anlatıda yazarın, okurun metinle, düşünle ilişkisi de problematiktir. Yazar, okur, metin, roman, deneme, dil... Artık bu kavramların yerleşik anlamları üzerinden seslenmez insan duyarlığına. Hakikat sezgisinin ifadesine dolayım oluşturan bir metinde bu ayrımlar birbirine dönüşen ve birbirini dönüştüren bir ortam oluşturur, çağrıyla karşılığın içinde birlikte yankılandığı...


Değerlendirmeler

değerlendirme
Filtrelere göre değerlendirme bulunamadı

Baskı Bilgileri



ISBN
9789754881097

Etiketler: öykü

Şu An Okuyanlar

Şu anda kimse okumuyor.

Okumuşlar

Okumuş kimse bulunamadı.

Okumak İsteyenler

Okumak isteyen bulunamadı.

Takas Verenler

Takas veren bulunamadı.
Puan : hepsi | 1 | 2 | 3 | 4 | 5 | 6 | 7 | 8 | 9 | 10
Değerlendirme Zamanı: en yeni | en eski