Nerden? Babam demişti ki, öğle suyu yaramaz bahçeye! Hortumu bırakıp kendimizi atmıştık gölgeye. Bozkır bilgeliği... Yine de akıllanmamak gerek. Şimdi bu satırları karalarken kardelenler, yalı çapkınları, ispinozlar, ladinler, kardeş yılanlar, kamışlar, süsenler, (tümü de farklı mevsimlerin canlıları, ama aynı anda anmamdan bellidir akraba oluşumuz) ve benzeri, nebatat ve hayvanatın kefareti olarak ütopik bir enayi saymalıyız kendimizi. Umarsız öğle sıcağında şu umarsız akıl uygarlığının, sanki su vermekteyim, umarsızca, ağaçlara...
Nerden? Babam demişti ki, öğle suyu yaramaz bahçeye! Hortumu bırakıp kendimizi atmıştık gölgeye. Bozkır bilgeliği... Yine de akıllanmamak gerek. Şimdi bu satırları karalarken kardelenler, yalı çapkınları, ispinozlar, ladinler, kardeş yılanlar, kamışlar, süsenler, (tümü de farklı mevsimlerin canlıları, ama aynı anda anmamdan bellidir akraba oluşumuz) ve benzeri, nebatat ve hayvanatın kefareti olarak ütopik bir enayi saymalıyız kendimizi. Umarsız öğle sıcağında şu umarsız akıl uygarlığının, sanki su vermekteyim, umarsızca, ağaçlara...