Kendi zihninizde savaş varsa barışın hüküm sürdüğü bir dünyada yaşamanın anlamı yoktur.
Dedektif Fiona Griffiths’in ilk cinayet vakası tüyler ürperticidir; bir kadın ve altı yaşındaki kızı köhne bir dairede vahşice öldürülmüştür. Tek ipucu ölü bir işadamının olay yerinde bulunan banka kartıdır.
Fiona kendini mesleğine adamış, son derece zeki bir polistir fakat gözler önüne sermekten hoşlanmadığı başka yanları da vardır. Özgeçmişindeki iki yıllık boşlukla bağlantılıdır bu; ağlayamamasıyla ve cesetlere duyduğu şaşırtıcı yakınlıkla.
Fiona geçmişini ardında bırakma derdindedir fakat cinayetler vahşileştikçe o da merhametsiz bir şekilde zihninin karanlık köşelerine sürüklenir, üstelik orada başka bir ölü kız daha vardır: Kendisi.
Stieg Larsson’un Lisbeth Salander hayranları İngiliz yazar Bingham’ın kadın kahramanı ile sıkı dost olacaklar. Topluma uyum sağlamaya çalışan sıradışı ve yaralı bir kadın… Bitmek bilmeyen bir hareket, gerçekçi bir kurgu… Publishers Weekly
Harry Bingham, kurgu ve kurgu dışı eserler yazar. Yazmadığı zamanlarda ya köpeklerini gezdirir ya da önde gelen editoryal danışmanlık kuruluşlarından biri olan The Writers’ Workshop’u yönetir. Oxfordshire’da yaşar ve şu sıralar yeni Fiona Griffiths romanı üzerinde çalışmaktadır.
Kendi zihninizde savaş varsa barışın hüküm sürdüğü bir dünyada yaşamanın anlamı yoktur.
Dedektif Fiona Griffiths’in ilk cinayet vakası tüyler ürperticidir; bir kadın ve altı yaşındaki kızı köhne bir dairede vahşice öldürülmüştür. Tek ipucu ölü bir işadamının olay yerinde bulunan banka kartıdır.
Fiona kendini mesleğine adamış, son derece zeki bir polistir fakat gözler önüne sermekten hoşlanmadığı başka yanları da vardır. Özgeçmişindeki iki yıllık boşlukla bağlantılıdır bu; ağlayamamasıyla ve cesetlere duyduğu şaşırtıcı yakınlıkla.
Fiona geçmişini ardında bırakma derdindedir fakat cinayetler vahşileştikçe o da merhametsiz bir şekilde zihninin karanlık köşelerine sürüklenir, üstelik orada başka bir ölü kız daha vardır: Kendisi.
Stieg Larsson’un Lisbeth Salander hayranları İngiliz yazar Bingham’ın kadın kahramanı ile sıkı dost olacaklar. Topluma uyum sağlamaya çalışan sıradışı ve yaralı bir kadın… Bitmek bilmeyen bir hareket, gerçekçi bir kurgu… Publishers Weekly
Harry Bingham, kurgu ve kurgu dışı eserler yazar. Yazmadığı zamanlarda ya köpeklerini gezdirir ya da önde gelen editoryal danışmanlık kuruluşlarından biri olan The Writers’ Workshop’u yönetir. Oxfordshire’da yaşar ve şu sıralar yeni Fiona Griffiths romanı üzerinde çalışmaktadır.
Salander gibi olmasa da farklı sorunlar içinde olan başkahramanın sorununa dair satır aralarında verilen ipuçları “Acaba bu kızın nesi var?” gizemi ile beraber okuyucuda sona dair güçlü bir merak uyandırıyor.
En azından bende bu merakı uyandırdı. Zihinsel rahatsızlıklara karşı olan ilgimin de bunda payı olması elbette mümkün.
http://umutbabilon.blogspot.com/2013/08/harry-bingham-olulerle-konusmak.html
Ben arka kapağından ve adından kurgu dışı bir kitap olacağını düşündüm. Fakat değildi. Baş kahraman gençliğinde psikolojik sorunlar yaşamış dedektif bir kadın. Bir cinayet vakasıyla karşı karşıya. Anne ve kız öldürülmüş, daha sonra başka bir kadın öldürülüyor. Dedektifin bu olayları çözümleyişi anlatılıyor. Aynı zamanda hastalığından ve özel hayatından da sıkça bahsediyor. Sürükleyici ve güzeldi.
Konusu cinayet romanlarına göre sıradan, kitabı ilginç kılan kafadan çatlak dedektifimiz fiona :) Kitapta olaylar dedektifimizin ağzından anlatılıyor, nedense ben bu anlatım tarzını pek sevmiyorum. Polisiye romanlardan beklenen aksiyon yok, polisiyeden çok psikolojik roman tarzında. Okunabilir kitaplar arasında ama derin bir iz bırakmıyor..
Karton Cilt, 336 sayfa
Aralık2012 tarihinde, İthaki Yayınları tarafından yayınlandı