Hâlâ kendini beğenmiş öküzün teki olsa da artık Daemon’a direnmekten vazgeçtim çünkü, off… ona çılgınlar gibi âşığım.
Daemon’ın duygularından bir türlü emin olamıyordum ama son günlerde hiç tahmin etmediğim kadar ciddi olduğunu kanıtladı.
Birlikte akıl almaz tehlikelerden geçmiş ve bölük pörçük ilişkimizi bir araya getirmeye kendimizi öyle kaptırmıştık ki… şey… ah tamam, söylüyorum işte: O yanımdayken tüm bedenimin titremesini dindiremiyorum, birlikteyken adeta ateş alıyoruz.
Ama bizim dışımızda bir sürü sorun var. Ne kadar uğraşırsa uğraşsın, ailesini koruyamıyor, ona yardım etmeliyim.
Yaşadıklarımdan sonra artık eski Katy değilim. Bambaşka biriyim, geleceğim öyle belirsiz ki… Bizi sorunların çözümüne
yaklaştıran her adım, aslında içinden çıkamayacağımız korkunç bir organizasyonun parçalarına götürüyor.
Ölümler hâlâ acı veriyor, yardımlar en beklenmeyenden geliyor ve dostlar en ölümcül düşmanlara dönüşüyorlar ama biz geri adım atmayacağız. Sonunda dünyamız sonsuza kadar paramparça olsa bile.
Birlikte güçlüyüz... ve onlar bunu biliyorlar.
Kimse Daemon Black kadar baştan çıkarıcı olamaz! Lux serisi, OBSİDİYEN ve ONİKS’ten sonra OPAL ile ısınmaya devam ediyor!
Hâlâ kendini beğenmiş öküzün teki olsa da artık Daemon’a direnmekten vazgeçtim çünkü, off… ona çılgınlar gibi âşığım.
Daemon’ın duygularından bir türlü emin olamıyordum ama son günlerde hiç tahmin etmediğim kadar ciddi olduğunu kanıtladı.
Birlikte akıl almaz tehlikelerden geçmiş ve bölük pörçük ilişkimizi bir araya getirmeye kendimizi öyle kaptırmıştık ki… şey… ah tamam, söylüyorum işte: O yanımdayken tüm bedenimin titremesini dindiremiyorum, birlikteyken adeta ateş alıyoruz.
Ama bizim dışımızda bir sürü sorun var. Ne kadar uğraşırsa uğraşsın, ailesini koruyamıyor, ona yardım etmeliyim.
Yaşadıklarımdan sonra artık eski Katy değilim. Bambaşka biriyim, geleceğim öyle belirsiz ki… Bizi sorunların çözümüne
yaklaştıran her adım, aslında içinden çıkamayacağımız korkunç bir organizasyonun parçalarına götürüyor.
Ölümler hâlâ acı veriyor, yardımlar en beklenmeyenden geliyor ve dostlar en ölümcül düşmanlara dönüşüyorlar ama biz geri adım atmayacağız. Sonunda dünyamız sonsuza kadar paramparça olsa bile.
Birlikte güçlüyüz... ve onlar bunu biliyorlar.
Kimse Daemon Black kadar baştan çıkarıcı olamaz! Lux serisi, OBSİDİYEN ve ONİKS’ten sonra OPAL ile ısınmaya devam ediyor!
1 aydır internete ulaşamayacağım bir yerdeydim ve D&R'a girip de karşımda OPAL'i görmeyi beklemiediğim anlaşılıyordur sanırım. Görevlilerden bir kaçı bana alıştığından çığlık atınca garipsemediler. Kitaba cuma akşamı başladım ve cumartesi erken kalkmam gerektiği için yarıda bıraktım ve bunda TAMAMEN nefret ettim. Cumartesi, kitap evde kaldığı için okuyamadım ama pazar eve döner dönmez kitaba yapıştım. Opal'den sonra Jennifer'ımızın bir başka serisinin ilk kitabına başlamak da ayrı bir zevk veriyor.
Katy'nin Daemon'a aşık olduğunu sonunda kabullenmesine ne kadar sevindim anlatamam. Daemon'un romantik ve ilgili ve mükemmel ve seksi ve iyi olan diğer her şey olduğunu biliyorduk ama BU KADAR olduğunu bilmiyordum ve bunu okumak da kesinlikle farklıydı.
Bir de Blake pisliği var. İşte O tamamen ayrı bir olay. Düşününce bile deliriyorum resmen.
Neyse yazar kitabın hakkını veriyor. Her satırda Daemon'a daha da aşık olmamak elde değil ve ben de yorumumu ağzımın suyu akmadan bitirmek istiyorum çünkü yine Daemon'dan bahsedersem duramayacağım.
http://buyulukitaplik.blogspot.com/2013/08/kitap-yorumu-gibi-opal-jennifer-l.html
Bu seri bana kötü şeyler yapıyor.
Obsidiyen soluğumu kesmişti.
Oniks beni bitirmişti.
Opal ise kalbimi durdurdu.
Ve galiba kalbi duran sadece ben değilim, Daemon karşısında Katy de pek kendinde değildi hani.
Opal su gibi aktı. Kendini okutturdu ve okurken çok rahattım. Kalbimin gerekenden -çok daha fazla- hızlı atmasını saymazsak tabii.
Hani, bazı kitaplar vardır. Okurken seni alır götürür. Çevrendeki tüm gürültüler, ses, görüntüler susar-solar. Geriye sadece kelimeler ve hayal gücün kalır. O kitaplar senin bir parçan olur.
Opal de tam öyle bir kitaptı işte.
Anlatabildim mi?
Bu kitap beklentilerimi fazla fazla karşıladı. Klasik Jennifer işte, yaptı yapacağını; yine muhteşem bir kitap yazmış.
Bu kadının hiçbir kitabı da mı çürük olmaz? Hayranım ya. Bildiğin hayranım.
Opal'in ilk sayfalarını yavaş yavaş okudum. Sonrasından kendimi durduramadım. Uyumadım, gözümü kırpmadım; okudum. Zaten sonrasında bir baktım, kitap bitmiş!
Kitabın sonuna doğru "Oh her şey yolunda, rahatla Kedicik" diyerek sırıtıyordum ki "Allons-y!". Jennifer da tam yerinde bitirmiş hani. Böyle yazarların karşısına geçip; psikopat bir sırıtma eşliğinde kaşlarımı oynatmak geliyor içimden. Hani, "uyurken dikkat et kendine, bakarsın bir daha uyanamazsın." şeklinde.
*KutsalÇilek'in Karanlık Fantezileri Tiyatrosu*
Tamam. Bu kadar gevezelikten sonra kitapta karşınıza çıkacakları maddeleyim:
*Uyarı*
Fazla Daemon ve Katy sahnesi olacak,
Dee, Andrew ve Ash bir nevi "kanka" olacak kadar yakınlaşacak (Acıları ortak, onları yargılamayın. Yaşasın Andrew!)
Lesa her zamanki Lesa,
Carissa'ya dikkat edin,
Dee ve Katy'nin arası limoni,
Dawson, Katy ve Daemon üçgeni çok samimi, çok sevecen, çok yemelik,
Dawson, Beth'i özlüyor, özlüyor, özlüyor,
Beth geçen kitaba nazaran pek ortalarda görünmüyor,
Yeni bir melez: Luc (kendisi bir velet, ama kabul edeyim akıllı bir velet, kitabın işleyişinde çok katkısı var, bu çocuk bir dahi)
Herkesin nefret ettiği bir katil geri dönüyor (spoiler! öğrenmek istiyorsan; tırnak içini seç: "Blake")
Matthew çok canayakın,
HAYALET AVCILARI (tabii ki de olaya Hayalet Avcıları da katılmıyor. Bu kitap iki paranormal için çok düşük. Hayalet Avcıları sadece bir program)
Katy'nin zombi fetişi olduğunu öğreniyoruz (Zombiler gerçektir! İnanmayanlar da zombi salgınında ilk ölecek olanlardır, onları zombilerin önüne atacağım "I am, I am, I am a zombie.")
SD tuhaf bir şekilde sessiz,
Bizimkiler Oniks ile çok haşır neşir olacaklar,
Kitabın sonu çok iğrenç bitecek, kendinizi hazırlayın.
ALINTILAR:
- Dawson hakkında öğrendiğim tek şey defolu mal olduğuydu. (sayfa 6-Katy)
- Daemon Noel kaktüsü gibi güzel ama dikenliydi (sayfa 11-Katy)
- "İnsanlar her zaman ortadan kaybolur." (sayfa 14 -Dawson)
- Daemon'ın dudakları haylaz bir tebessümle ağır ağır kıvrıldı. "Sakin ol Kedicik, yoksa sana oynaman için yumak yün getiririm." (sayfa 24)
- Her şey birkaç ay içinde değişmiş, sonra da birkaç ay içinde tekrar değişmişti. Utangaç, kitap hastası Katy'den imkansız bir varlığa dönüşmüştüm, değişimi hücre seviyesiyle sınırlı kalmayan birine. (sayfa 28)
- Andrew benden hiçbir zaman hoşlanmamıştı. Aslında genel olarak insanlardan Hoşlanmadığını düşünüyordum. Köpek yavrularından da. Jambondan da. (sayfa 39)
- "...Nihayetinde insanlık gelmiş geçmiş en bencil yaşam formudur..." (sayfa 41-Andrew)
- Sevdiğim bir kitaba inceleme yazısı yazmak iyi geliyordu ve daha çekici hale getirmek için tuhaf resimler bularak elimden geleni yaptım. Sevimli kedi yavrularını ve lamaları tercih ettim. Bir de Dean Winchester'ı. (sayfa 41)
*Kutsal Çilek'in özel notu* Kim Dean Winchester'ı tercih etmez ki? (Tabii ben Cass aşığıyım ama. Boş versenize.)
- "Zombi kıyameti olduğunda münettar olacaksın çünkü ben zombi fetişim yüzünden ne yapmam gerektiğini bileceğim." (sayfa 78-Katy)
- Blake yakışıklı olduğunu hiç şüphe yoktu. Karmakarışık saçları ve altın rengi sörfçü çocuk cildiye ortalığı yakıyordu. Fakat o şen şakrak gülümsemenin altında bir cani gizleniyordu.
(sayfa 90)
- İnsanlar hep hata yapardı ancak bu hataların birçoğu birinin ölümüne yol açmazdı.
Benimkiyse açmıştı. (sayfa 131)
- "...Bazı şeyler kırıldığıyla kalır." (sayfa 132)
- "...Hem tat olmadıktan sonra hayatın ne anlamı var? İşte bu benim hayat düsturum."
(sayfa 137-Lesa)
- Daemon tam bir pislikti ve onu seviyordum. (sayfa 277)
- "İnsanlığın durumu bu Kedicik. İnsan tabiatı bilinmeyeni hoş karşılamaz. Onu kendinden uzaklaştırır. Tamamen değil ama her düşüncesine ve hareketine gölge düşürmeyecek kadar." (sayfa 306 -Daemon)
*bence bunu Daemon'ın söylediğini yazmaya bile gerek yoktu aslında, başka kim Katy'e Kedicik der?!*
- Dawson'ın diğer yarısı eksikti, o yarının adı da Beth'ti. (sayfa 372)
- Çok boktan bir durumdu... Korsan kitapçılardan, en sevdiğin serinin bir sonraki kitabı için bir yıl beklemekten, kitabın en olmadık yerde bitmesinden bile boktandı hem de. (sayfa 406)
Veeee huzurlarınızda kitabın son cümlesi:
*davul efekti*
- Daemon yoktu. (sayfa 419 -Katy)
Opal / Jennıfer L. Armentrout
Lux serisinin üçüncü kitabınıda okudum çok şükür. Tabi sonunun öyle biteceğini bilseydim seri tamamlandıktan sonra bir kez daha el atardım o apayrı bir mesele.
Neyse ki fuardan serinin dördüncü kitabı KÖKEN’ni aldım. Almıştım almasına ama aldığım duyumlara göre (biz buna spoiler diyoruz) onun sonu da pek içler acısı bitiyormuş…
Şimdi ki tek temennim serinin bir an önce tamamlanmasından yana zira kalp dayanmaz beklemeye….
İlk kitap OBSİDİYEN de tescilli öküzümüz Deamon,lisanslı adını ONİKS de Katy ‘e devretmişti ve OPAL de gözümüz aydın ki ikisi de lakabın hakkını verdiler….
Ama yinede yazarın bu serisini seviyorum Arkadaş ! hayal alemine fantastik dünyaya hakkını vererek sürüklüyor okuyucuyu…
Bu kitapta Deamonun kardeşi Dawson SD ve Daidalos’ın hapsinden salıveriliyor. Ama Dawson için mücadele bitmiş değildir ve ellerinde bulunan kız arkadaşı Beth’i kurtarmak için çılgınca şeyler yapmak üzeredir…
Deamon buna izin vermez ve bir önceki kitapta düşmanı olan Blake ile plan yaparlar.
Ya yakalanacaklar ve Daidalosun kucağına düşecekler yada Dawson’ı tek başına gönderecekler. Ama Blake’in elinde bu işi birlikte yapmak için başka bir koz vardır ve bunu sonuna kadar kullanmakta kararlıdır.
ALLAH’ım inanın sonunda yaşadığım şoku,sözmelerimi,yazara kindarlğımı anlatmak anlatmak ve yine anlatmak istiyorum…..
Bu yüzden lafı fazla uzatmadan okuyun efenim diyorum sadece…
Tavsiyemdir…
Seri kitaplarda en sevdiğim şey peş peşe okuyabilmek... Oniks bitti ardından elimde Opal'in bulunmasının tatmini ile ona başladım ve yarım kalmışlık, bekleme sıkıntısı çekmeden devam ettim ama... işte asıl mesele ondan sonra başladı...keşke bekleyeydim de Opal'i Origin çıktıktan sonra okuyaydım dedim çünkü öyle fena bitti ki nasıl beklersin şimdi 4.kitabı... Poff :(
Diren konuya aldım ama zaten Lux serisinin diğer kitaplarını yorumlarken ve Melez Sözleşmeleri serisini yorumlarken sizlere yazarın dilinden oldukça bahsetmiştim ama yine içim rahat etmedi kısaca bahsedeyim.
Yazarımız Jennifer L. Armentrout fantastik bir seri olan Lux serisinin yazarı... oldukça akıcı, sürükleyici, bir çırpıda okunan hafif sade bir kaleme sahip. Hatta her yaş ortalamasına hitap eden kitaplar yazıyor... Yani yediden yetmişe okuyabilirsiniz fantastik roman seviyorsanız.
Şahsen bizzat kendim Jennifer'ın kalemine bayılıyorum, benim bütün iş yorgunluğumu stresimi alıp götürüyor ve sakinleştirirken de fantastik dünyasına davet ediyor :)
Kitap, Lux Serisinin 3. kitabı ve Lux gezegeninden Dünya'ya gelen uzaylılardan biri olan Daemon'ın insan bir kıza olan aşkını, arkadaşlığını konu alırken insan kızımız Kat'in nasıl melez olduğunu ve sonrasındaki olay döngüsünü konu alan bir seri. Bu kitapta da olayların devamını okuyoruz tabi :)
Hep yorumumun sonunda söylüyordum şimdi başında söyleyeyim...
Lux Serisinin kitaplarını sırasıyla aşağıda beliriyorum :)
Obsidiyen
Oniks
Opal
Origin (çevrilmedi)
Untitle (çevrilmedi)
Bu küçük hatırlatmadan sonra kitabımın yorumuna giriyorum ve sevgili okurlar, takipçiler sizleri kitap içeriğine gireceğim konusunda uyarıyorum :)
Oniks, Dawson'ın gelişi ile bitmişti bu kitapta üçüncü kardeş Dawson'ı okumak biraz garip geldi ama bir yandan da onun tekrardan aile ile beraber olması, onlara ısınması, aralarına girebiliyor olduğunu görmek de inanılmaz derecede güzeldi. Hatta bazı kısımlarda kimseye anlatamadıklarını Kat'e anlatması oldukça hoştu.
Daemon her ne kadar öküzlüğüne devam etse de genellikle romantik tavırlar içerisindeydi ve itiraf ediyorum öküz Daemon'ı sevip bağrıma basmıştım ama romantik versiyonunu da sevip bağrıma basasım geldi. :) Hele ki Oniks kalkanları ile yaşadıkları maceradan sonraki tavırları ve okul balosundan sonraki göl kenarındaki romantik hali... yerim seni Daemon dedim :)) Ancak hep de romantik değildi. Yine öküzlüklerini okuduk onun zaten kendini beğenmiş ukala bencil tavırları yok mu... insanı güldüren keyiflendiren ve eğlendiren noktalardı. Sanırım en olursa olsun öküz Daemon'ı her türlü Daemon versiyonundan daha fazla seveceğim :)
Kat'in bu sefer yaşadıkları daha da zordu sanki... Özellikle arkadaşı Carissa'nın ölümü.... sanki o zaman hissettikleri azmış gibi bir de Will çıktı... ama ne yalan söyleyeyim Will hak etmişti ölümü... Neyse asıl soluksuz bırakan kısım zaten Will'in ölümü değil, onun silahından çıkan kurşunun Kat'e saplanması... Ahh Daemon da nasıl etkilenmişti... o sayfalar tüyler ürpertici...
Her neyse...
Blake beni oldukça sinir etti bu kitapta hele sonunda var ya... Elime geçirsem öldürürdüm ki zaten eminim ki Origin'de Daemon onun öldürecek ve öldürürken de ayrı bir haz alacak o hazzı da bize yaşatacak :) en azından öyle umuyorum :)
Dee'nin Blake'in yüzüne geçirdiği yumruk mükemmeldi. :)
Yine çok konuştum ve bütün kitabı neredeyse anlattım ama asıl nefes kesen kısım son 10 sayfalık kısımdı... Orada işte Kat SD'nin eline düşünüyor Blake kazık atıyor ama bunun detaylarını size anlatmayayım ki okurken ne olacağını merak edin :)
Bu arada bu kitapta da Daemon'ın öküzlüklerini gösteren bazı alıntılar vardı çok eğlendiğim onları sizinle paylaşmak istiyorum :)
"Pekala, uzaylı testosteron seviyesi şu anda biraz fazla ve kırık çamla camdan giren cesedin üstüne evimde bir de uzaylı kavgası istemiyorum." Nefes aldım. "Amaikiniz buna bir son vermezseniz canınıza fena okurum."
Şimdi herkes bana bakıyordu. "Ne var?" diye sordum yanaklarım alev alev yanarken.
Daemon'un dudakları haylaz bir tebessümle ağır ağır kıvrıldı."Sakin ol Kedicik, yoksa oynaman için yumak yün bulurum."
İçimin derinliklerini bir öfke kapladı. "Benimle dalga geçme eşek herif."
Bu kısımda inanılmaz eğlendim. Hatta "o eşek herif" tabiri kitabın orjinalinde var mıydı yoksa çevirmenin kelime oyunu muydu bilmiyorum ama inanılmaz hoşuma gitti :)
Ahh bir de Daemon'ın ergen hormonları mı desem sapıklıkları mı desem bilemediğim iki alıntısı vardı, çok eğlendiğim okurken onları da sizinle paylaşacağım :)
"Karda oturmanın nedeni bul olamaz. Kot pantolonun sırılsıklam olmuştur." Bir duraklama oldu ve dudaklarının şekli bir anda değişti. "Bekle. Bu durumda, poponu muhtemelen daha iyi görebileceğim."
Daemon... Daemon... Daemon... ne diyeyim sana :))
Lesa iç çekti. "Benim de bir Daemon'ım olmalı."
Sırıtmamı gizlemeye başaramayarak ona döndüm. "Senin Chad'in var."
Gözlerini devirdi. "O bana latte getirmiyor."
Deamon kıkırdadı. "Herkes benim kadar muhteşem olamaz."
Şimdi de ben gözlerimi devirdim. "Egonu kontrol et Daemon, egonu kontrol et."
Ahh bir alıntı daha var ama o biraz uzun onu başka bir zaman sizinle paylaşırım :) Ancak henüz kitabı okumayanlar için can alıcı bir alıntı paylaşmak istiyorum, bu alıntı kitabın son paragrafı aynı zamanda, okuyun ki nasıl bittiğini ve nasıl bir merakla beklemek durumumuzda kaldığımızı görün :(
"Bu canını yakacak" dedi Arum.
"Aman Tanrım," diye fısıldadım.
Bir acı patlaması vücudumdaki her bir hücreyi yakıp yıktı, ciğerlerimdeki bütün hava boşaldı. Orada öylece kalakalmıştım, kımıldayamıyordum. Kollarım çalışmıyordu. Biri beni yan tarafımdan tuttu ancak hissedemiyordum. Sanki hala çığlık çığlığaydım ama hiç sesim çıkmıyordu. Daemon yoktu.
Kitap cidden çok kötü yerde bitti ve bununla kalmadı 4. kitabı beklemek ölüm gibi olacak... En büyük duam DEX bize 4. kitabı kısa sürede ulaştırır..
http://illekitap.blogspot.com/2013/07/jennifer-l-armentrout-opal.html
kesinlikle muhteşemdi sonunda zaten eriyip gittim gözüm şişmiş olabilir şuan he bide blake var salak blake onu elime geçirsem varya boğazlıcam 4.kitabı lütfen çok beklemeyelim çabuk bitirsinler ve DAEMON canım sen üzülme kıyamam sana kesinlikle tavsiye ederim
yine heyecanlıydı ama sonu hayal kırıklığıydı en heyecanlı yerinde bitti sanırım devamı gelecek birde diğer kitaplara göre daha az olay vardı sanki ama yinede çok sürükleyiciydi
Katy onikste başına aldığı belalar yüzünden akıllanmış ve epey mantık yüklü bir kız olmuştu..Öyle sır saklayayım Daemon ın başına Lüx lerin başına bişi gelmesin diye diye olanlar yüzünden daha bi olgunlaşmıştı. Bu defa Daemon la ilişkileri daha bir derinleşti..Spoiler vermeden anlatılamayacak bir kitap. Korkunun ecele faydası oluyor işte, işin sonunda olacak oluyor. Bunu da görmüş olduk...4. kitap bir an evvel çıkmazsa kafayı yerim, çok fena bir yerde kaldı. Buna rağmen bu Arum ların ne kim olduklarını gerçekte iyi mi kötü mü olduklarını sanırım 4. kitapta okuruz...Bu arada kitaba yeni kahramanlar dahil oldu, epeyde gizemliler...Sanırım bu seri böyle giderse 15-20 kitaba kadar yolu var :))))
420 sayfa
Temmuz2013 tarihinde, DEX tarafından yayınlandı